“Neyin var diye sordu sonra.
Bir şeyim yok dedim.
-Neden böylesin o zaman?
‘Anlamıyorsunuz çünkü .
Sorun da bu ya. Bir şeyim yok dedim sana.
Hiç bir şeyim yok.
Ne bir lokmalık vefa parçası,
Ne de bir yudum sefa.
İmtihandır deyip basıyorum bağrıma.
Bir şeyim yok, tasalanma.
Yok dedim, bilmem kaç defa..’ “