··
449 görüntüleme
Aslında kitabı şu an tam olarak bitirmedim fakat yinede dayanamadım incelemelere bakmak istedim! Çünkü kesinlikle emindim yazılan bu kitabın veya alıntılanan makalelerden yansıtılan bu kitabın içeriğini anlamadan bir kişi çıkıp kadınlara karşı bir hareket olarak algılayacağına emindim. Neden mi ? Sizi bilmem ama günümüz kadın hakları savunucuları twit atmaktan veya sosyal medyada paylaşım yapmaktan öteye gidemiyor artık! Çünkü bu bir popülarite oldu hatta bir gösteriş oldu, bu savunuculuğu yapılması gereken bir davranış olarak değerlendirip her bir bireyden bu davranışı göstermeleri isteniyor! Ama gel gelelim hiç bir işe yaramıyor. Aslında azınlık bir kısım gösteriş yapmaktan çıkıp sosyal medyalarda paylaşım yapmak yerine meclisteki bir çok bireyle birlikte olup yasa çıkarabilecek yetiye gelene kadar kendini geliştirdikten sonra bakın buraya dikkat öyle filmlerden veya Twitter dan alıntılanan popüler bilgilerle değil! Savunuculuğun en ince ayrıntısına kadar olan kısım üzerine çalışılsa ve meclise veya yasa koyuculara bir öneri sunulsa hak savunuculuğunun daha etkili olacağını düşünüyorum. Fakat gel gelelimki günümüzün erkeği ile kadını ile hazırcılığa alışmış tüm bireyleri hak savunuculuğundada hazırcılığa, gösteriş yapmaya alıştı! Bakın klasik bir film repliklerindendir “Nefes Vatan Sağolsun” filminden!
-Eğer ölürseniz haber programlarında 45 saniye kadar yer alırsınız daha fazla değil, bir şehit olarak bile olsa 45 saniye.
Düşünün ya şimdiki gündemi! Şehit haberleri, en şerefli haberler 45 saniye kadar sürerken... Günümüz Siyasetçilerinin halktan çaldığı Milyar dolarlar, esir - rehine polemiği aldı başını gidiyor... Kısacası 45 saniyelik şehit haberleri gibi günümüzdeki hak savunuculuğunu üstlenen bireylerde yine sosyal mecralarda paylaşım yaparak 45 saniyelik bir gösterişle bu hak savunuculuğunu yerine getirilmiş sayıyorlar! Günümüzün büyük eksiklerinden biri bu durumdur.
ne desem boş olacak şimdi; ama, "söylesem faydası yok, sussam gönül razı değil..." zimbardo hakkında bilgili (!) oluşumu yazdığınız yerde ne kadar bilgisiz oluşum yatmakta aslında.. dediğiniz kadar bilgili olsa idim, yukarıdaki incelemenizi birlikte şerh ediyor olurduk.. iyi ki zimbardo hakkında bu kadar bilgilisiniz ki, benim de o bilgiye nail olabilmem için ufkumu açtınız.. (cumhuriyet dönemi türkçe'si gibi olmuş yazdıklarım, siz bunu günümüz dili ile okuyunuz, kendiliğinden çıktı, zoraki bir kibarlık değil ayni)
türkçe'ye çevrilmeyen çok fazla kitabı var yazarın.. zimbardo deneyi ise bilinen en büyük kitabı, yani kitaplaşmış en büyük deneyi.. elbette evvela oradan başladım okumaya ve bu adamı araştırmaya başladım sonradan... derken 'psikoloji ve yaşam,' adlı eserini edindim.. kadın ve erkekten ziyade bireyin önemli oluşu, dememdeki en büyük etken bu kitaptır.. zaten genel anlamda da olması gereken bu iken, zimbardo aynı zamanda bir psikolog olduğu için, bu bakış açısının dışına çıkmamalı (!) diye düşünüyorum.. bu inceleme ile -incelemeniz için ayrıca teşekkür ederim- aklımda yine soru işaretleri oluştu.. araştıracağım, hâlâ aklımda ve notlarımın arasında
Rica ederim, Zimbardo hakkında bu kadar bilgili birinin kitap incelemesini ayrı bir gözle okumak isterim ben de.
kitabı okumadım; ama, alt - üst durumunu, sınıfsal yapıyı, ayrı sosyal yapıdaki insanların davranışlarını ve bireyin -toplum tarafından ya da başka şartların etkisi altında- rolünü en iyi şekilde nasıl ve neye dayanarak oynadığını bilimsel deneylerle açıklayabilen bir insanın böyle bir esere imza atabiliyor oluşu... tuhafıma gitti doğrusu.. zimbardo için kadın ve erkekten ziyade birey vardır ya da vardı..!! kitaba bakmam lazım, şaşırdım..!!
Zimbardo'nun sıkı bir takipçisi olduğum söylenemez, klasik herkesin bildiği Stanford Hapishanesi Deneyi'yle tanıyorum kendisini. Sizin de aynı deney üzerinden yola çıkarak bireyci olduğu çıkarımında mı bulunduğunuzu bilemedim o yüzden. Ancak kitap beni de çok şaşırttı, kadınlardan ziyade erkeklerin okumasını öneririm bu kitabı keza.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.