1830’un ılımlı liberal hükümetlerinin bir özelliği olarak oy hakkının mülkiyetle sınırlanmasındaki ısrarda, salt siyasal yanlılığın ötesinde bir şeyler vardı; mülk biriktirme becerisi gösterememiş biri tam bir adam değildi, o nedenle tam bir yurttaş da olamazdı.