Her söylemi, sünger gibi içine çeken o sessiz, tepkisiz yığınlar. Bu sessiz yığınlar aslında konuşmayan bir sessizlik değil, kendi adına konuşmaya bir sessizliktir. Toplumsalın bir kitleye dönüşümünün tarifini anlatmış sihirli kalemiyle Buadrillard. Demiş ki; toplumsalın anonimleşmesiyle kitleler oluşur. Kitlelerin anlam aramadığı, iktidar tarafından güdümlenip, futbol aracılığıyla da uyutulduğundan bahsetmiş. Bir çok “Kitle Toplumu” hakkında kitap okudum ama bu eser en özgün olanıydı. Hipergerçeklik, hiperuyumculuk, simülasyon gibi kavramları yaratmış. Artık ne üretim üretiyoruz, ne tüketim üretiyoruz, ürettiğimiz tek şey simülasyon. Buadrillard’ı anlamak biraz zaman ister, sindire sindire okumak gerekir. Tamamen anladım demekte doğru olmaz çünkü onun da peşinde olduğu şey anlam arayışıdır.
Küçük bir hatırlatma ise; Oğuz Adanır çevirisiyle okumak son derece önemlidir.