Yıl 1938. Yoksul bir kasaba çocuğu Viyana'nın merkezine çalışması için anneciği tarafından gönderilir. Anneciği diyorum çünkü bu delikanlı için, çocukların anneciği olur adamların ise annesi. Roman, 2. Dünya Savaşı öncesini, gamalı haçların ortaya çıkışını, insanların taraf olmaları için fanatiklerce zorlanmalarını sinema izlercesine okurunun gözleri önüne seriyor. Böyle bir ortamdaki Viyana'yı, hayata dair tecrübelerini yeni yeni yaşamaya başlayan bir delikanlının bakış açısıyla seyrediyoruz. Bu delikanlı bir yandan ilk aşk tecrübesini yaşayıp kendini tanımaya çalışırken bir yandan da değişen dünyayı ve insanların birbirlerine zulmetmelerini anlamlandırmaya çalışıyor. Ve bunları yaparken kısa bir süre de olsa yardım aldığı Viyanalı yaşlı bir profesör vardır: Sigmund Freud.