İnsanın piyasa evreninde "yabancılaşması" ve "ufalanması", 1844 Elyazmaları'nda bir "bütün insan'' (l'homme total) antropolojisi adına, yani sonsuz potansiyelin gelişebileceği ideal bir insanlık vizyonu adına sorgulanır. Marx'ın kapitalist yabancılaşmadan kurtarmak istediği, tam da bireyselliktir: "Dünyayla arasındaki insani ilişkilerin her biri: görmek, duymak, hissetmek, tatmak, dokunmak, düşünmek, temaşa etmek, arzulamak, eylemde bulunmak, sevmek, kısaca, bireyselliğinin tüm edimler."