Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

566 syf.
10/10 puan verdi
Başta Kendime ve Hepimize Bir Eleştiri
Kitabı okumaya başladığımda ilk sayfalarda yer alan röportajdan sık sık alıntılar paylaştım. Amacım biraz da yakın tarihimize ait ama pekte kimsenin bilmediği bu çarpıcı kitabın keşfedilmesi, farkındalık oluşturmaktı. (Yoğun alıntı bombardımanım üzerine rahatsız olup takipten çıkanlar oldu açıkçası bu beni sevindirdi. Beni takip eden insanların kendisinin hiçbir derdi olmayıp, dışarıdaki hayatları umursamadan telefon başında melankoli arayışında olup, hayali ızdıraplar çekmeyip gerçek peşinde olanları sıkıcı bulan insanlardan oluşmasını istemem, ki öyle beğeni takipçi kasma derdim de yok. ) Fakat röportaj bitip anıların bazı sebeplerden dolayı öyküleştirilmiş haline geçiş yapınca parmaklarım titredi, nefesim sıkıştı ve alıntı yapamadım. Sebebi sadece minik kısmı değil kitabın baştan sona herkesin okumasını istemem mi yoksa alıntıya üstünkörü bakıp geçilmesi ve bu saygısızlıkta rolümün olmasına korkum mu bilemiyorum. Belki de asıl sebep yazmaya dayanamayacağımdı. Sonra durup kendime senin baban anıların geçtiği tarihte o yörede görev yapıyordu diye mi bu tepkilerin, hadi baban dönenlerden değil de şehit olanlardan olsaydı ne tepki vermeyi düşünüyordun, bu yaptığın bencillik değil nedir? …. şeklinde uzayıp giden tonla şey söyledim ama hiç bir çıkışım boğazımdaki yumruyu geçirmedi, aksine artırdı. Sonra yaşamımı sorguladım, geçmişi, bugünü, yarınları, hataları, hepimizi, her şeyi… Bu insanlar (sadece son yüzyıl değil bu topraklar için can vermiş tüm şehitler) neden şehit oldu sorusuna hepimizin cevabı az çok biz rahat yaşayalım şeklinde oluyor ama biz bu rahatı çok yanlış anlamışız. Örneğin ben, bir öğrenci olarak 1-2 saat ders çalışayım sonra nerede boş iş var ben orada şeklinde bir hayat süreyim diye değil ki önce ülkemi sonra dünyayı daha doğrusu insanlığı sürekli bir üste taşıyacak çalışmalar(kendi başarılı olduğum alanda) yapayım diye rahat olmamı istediler. İnsanlar rahatça paranın kölesi olsun diye ya da dindar olduğunu iddia eden kesim türlü sapkınlıklarla dinin de gerçek dindarların da adını karalatsınlar, insanlar kulaktan duyma bilgileri uğruna sorgulamadan siyaset yapıyoruz diye birbirini katletsinler, kısacası her şeye - özellikle de güzel şeylere- yaptığımız gibi insanlığın (Benim için insanlık terimi biraz farklı sanırım. Bana göre vicdanı tırmalayan hiç bir şey insanca değil. Bu 5 kuruşluk sakız çalmakta olabilir, para uğruna ailesini satmakta ya da yüzlerce kişiyi öldürmek) da sonunu rahat rahat getirelim diye şehit olmadılar, olmuyorlar, olmayacaklar. Bu sebeplerle artlarında gözü yaşlı aileler, babasını/annesini sadece fotoğraflardan tanıyan çocuklar, hayatı bekleyerek ve oradan oraya taşınmakla geçmiş hem anne hem baba olmayı öğrenmiş eşler bırakmadılar, bırakmıyorlar , bırakmayacaklar. Ben demiyorum ki kininiz gözünüzü karartsın gece gündüz bu uğurda çabalayın. Bu yanlış olur çünkü bu topraklarda kan asla durmayacak. Bu yaptığınızla daha çok aklınızı, mantığınızı yitirip yanlış yaparsınız. Benim söylemek istediğim hepimiz insanız yeri gelir güler yeri gelir ağlarız ama yaşayıp giderken de yaşam amacımızı ve vefa borcumuzu unutmamak gerekir. Hep söyleriz şehitler unutulunca ölür diye. Ama bu unutmamakta eline pankartlar Türk bayrağı alıp sokaklara düşmek değil, lafta sözde yiğitliği bırakıp harekete geçmek, gerçekten işe yarayıp isimlerini yaşatacak işler yapmak, en basitinden artlarında bıraktıklarına ve bu topraklara sahip çıkmak. Bunlar bir inceleme yazmakla olacak bitecek bir şey değil ama yapmak isteyen, öğrenmek isteyen, duyarlı olan bir yolunu bulur zaten bu sebepten daha da uzatmak istemiyorum. Zaten anlayanlar anladı, anlamak istemeyene de ne söylesen boşa. Kitap hakkında bir şeyler yazmamı bekleyenler varsa onları da unutmamak adına, olayların asıllarına tamamen sadık kalınarak kimi zaman gülüp kimi zaman nefes almayı unutarak okuyacağınız hayli çarpıcı kendisi de subaylık yapmış fakat daha sonra gazeteciliği tercih etmiş Hakan EVRENSEL’in kendi anıları ve güvenlik güçleriyle yaptığı söyleşileri sonucu öyküleştirerek kaleme aldığı bir röportaj ve 29 anıdan oluşan bir kitap. Bana göre okunması, okutulması gereken bir kitap. Yazıyı kitaptan daha önce de paylaştığım bir alıntı ve Dağlıca türküsü( youtube.com/watch?v=t3lCLND... ) ile bitirmek isterim. “Son olarak, eğer bir yanlışlık varsa ortada, bu herkesin. Bunun sorumluluğu hepimizin. Kimin, ne oranda suçu var, bunu tamamen bilemem. Ama emin olduğum bir şey var. Eğer başarı, şehit sayısının öldürülen terörist sayısına oranı ile ölçülürse ve bu hesaplar makam ve rütbe için yapılırsa, daha bu sorunları çok çekeriz.”
Güneydoğudan Öyküler
Güneydoğudan ÖykülerHakan Evrensel · Alfa Yayınları · 2004110 okunma
··
120 görüntüleme
Nebulous okurunun profil resmi
Müthiş bir inceleme,yüreğinize sağlık.Ben bir gaziyim ve tam olarak bahsettiğiniz değerler uğruna Hayatımdan vazgeçtim.Bu durumu anlayan bir insanın satırları çok değerli.Teşekkürler
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.