“Yalnızlık, ah o canımızla çerçeveli kapımız, penceremiz...”
Kitabın ön kapağında yazan bu cümle ile kalbinizden vuran yazar, ilerleyen sayfalarda yalnızlığı o kadar güzel tanımlıyor ki, hayran kalmamak mümkün değil. Yazdıkları o kadar hissettiriyor ki derinden, sanki derttaş oluveriyorsunuz birden. Şiir-hikaye adında yeni bir tür olması ayrıca çekici kılıyor kitabı. Hikayeleri şiirselleştirmesi daha özel kılıyor anları, dışardan basitmiş gibi görünse de.
Sayfalar çocukluğa da değiniyor, ölüme de. Hayata değiniyor , acılara değiniyor , hüzne , kedere , en çokta içimize. Belki bu yüzdendir kitap bittiğinde ki o rahatlama hissi. Sanki biri sizin yerinize içinizi dökmüş!
Okuyun efenim, çizin cümleleri, duvarlara defterlere yazın. Hemen unutmayın içindekileri...