Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

112 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
En sonda yazacağımı ilk başta yazayım dedim.. Cemil Kavukçu okumayı düşünenlere tavsiyemdir; yalnızsanız, bunalımdaysanız BAŞLAMAYIN! Ama biraz olsun kendi kabuğunuza çekilmek, yaşama ara vermek, düşünmek istiyorsanız hiç durmayın...sizi çok derinlerinize sürüklüyor. Aslında bu kadar uzun sürmedi okumak. Ben bunalıma girmiştim hiçbir kitap okuyamıyordum, bir kenara kaldırmıştım kitabı, sonunda bitirebildim. Bununla birlikte sanırım 6. Cemil Kavukçu kitabım olacak ve sanırım bu Cemil Kavukçu’ya elvedam... Öykücülüğün ustası yazar, şehirlerde yaşanan umutlu-umutsuz aşkları, hayatın içinden geçen yokuşları, o yokuşları tırmanan, düşen insan tasvirlerini anlatıyor her kitabında. Bilmiyorum belki de bunalıma girme sebebim Cemil Kavukçu’dur. O hüzünlü hikayelerin içinde o kadar boğuldum ki kendi dertlerimle birlikte sanki nefes alamıyor gibi hissettim uzun bi süre.. Öykülerde en çok hissedilen kahramanın yalnızlığı. Cemil Kavukçu’nun öyküleri okura çok şey yaşatan, çok şey düşündüren öyküler. Çizilen insan portreleri kırılgan ve çok inandırıcı. Yazdığı kitaplar, sadece bir öykü kitabı değil aynı zamanda kırılmaya hazır olan yaşamların işareti.. Gelelim Düşkaçıran’a.. Bir sahil kasabasında yeni bir hayata başlamak, kaçmak mıdır? Yoksa bir kişiden kaçarken, insan hayattan mı kaçar? “Kaçan”, “Kovalayan” ve “Yakalanan” başlıkları altında üç bölümde toplanmış öyküler, kaçmanın çeşitli anlamları üzerinde düşünmeye itiyor bizleri. Öyküler de kaçmak ya da tutsaklık, kovalamak ya da yakalanmak, birbirlerine dönüşüyorlar. Öyküler fantastik ve gotik tarzda, diyaloglar kestirilip atılmış gibi, anla işte der gibi... bazı öykülerin sonu açık bırakılmış hatta romanmış gibi devam edeceğini sanıyorsunuz. Farklı öyküler içinde karşımıza aynı karakterleri çıkararak bunu yapmak istemiş. Bazen de farklı karakterlerin benzer yalnızlıklarını, terk edilmişliklerini ve tutsaklıklarını ortak bir nokta olarak görmemizi sağlamış. Bir öykünün kahramanı, bir başka öyküde sadece bir sahnede görünür ama biz onun varlığıyla tanıdık bir ortam içine çekilmiş gibi oluyoruz. Altı öyküden oluşan “Kaçan” adlı ilk bölümde yaralı bir adamın kaçış öykülerini okuruz. İkinci “Kovalayan” bölümünde Madenci adlı bir gezginin masal tadında öyküleri yer alıyor. Madenci’nin gezginliği altında bir kaçış öyküsü yattığını hayal etmeden olmuyor, ama onun öyküsü bir kaçıştan kovalamacaya dönüşüyor: “’Sen aslında serüveni seviyorsun ama bir şeyden de kaçıyorsun,’ demişti. Yanılıyordu. ‘Yanılıyorsun,’ dedim, ‘ben kaçmıyor, kovalıyorum. Kaçan, sığınacak bir liman aradığı için teslimiyetçidir ve yaşamı ıskalar.’ Gözlerini kısıp yüzüme bakmıştı. ‘Yalnız kovalamıyor, arıyorsun da.’” Kaçtıklarınızdan kurtulmanız, kovaladıklarınızı yakalamanız dileğiyle..
Düşkaçıran
DüşkaçıranCemil Kavukçu · Can Yayınları · 2011224 okunma
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.