İstanbul'da üniversite okuyup hergün evimden trenle gidip geldiğim için, tüm sevdiklerinden uzakta bilmediği bir şehire hep hayal ettiği tıp eğitimi için giden Berger'in yaşadığı o yalnızlık hissini o bocalamayı hiç yaşamadım. Zweig bu kadar güzel anlatmasaydı empati de yapamazdım.
Çok kısa ama bir o kadar da güzel. Okuyunuz efendim.
Kitaplarda yalın dil dedikleri dili sevmiyorum. Betimlemeli cümleleri okuyunca mutlu oluyor, doyuyorum. Zweig benim yazarım. <3
"İğne gibi batan bir sağanak aralıksız çağıldıyor, boz renge dönüşmüş ağaçların titreşen kurumuş son yapraklarını sürükleyip götürüyor, bütün yağmur oluklarından gümbür gümbür iniyor ve hüzne bürünmüş göğü milyonlarca kurşuni damara ayırıyordu."