"Yanağının ışığı bu gece evimizi aydınlatsa, bu yıkık gönlümüzü coşkunun oduna yandırsa...
Ey zahit! Saki, kadehleri döne dolaşa doldurdukça, biz içkiyi ve kadehi bırakmayız.
Ayrılık gecesinde, sağ kalırsak, şaşılmamalıdır, ecel postacısı karanlıkta evimizi bulamaz da ondan.
Kimse duymasın, bu gece pencereden gel, yıkık kulübemizi ay gibi aydınlat.
Ey Ali! saçları zincir olanların suçları yoktur, çünkü biz deli gönlümüzü bir türlü tutamayız."