Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

322 syf.
7/10 puan verdi
Okumanızı tavsiye ederim
İyi sayılabilecek bir günün ardından, kahvemi yudumlarken, karanlığın sokakları esir almaya başladığı bu zaman diliminde yavaştan başlıyorum incelememe... Nobel ödüllü yazarın en ünlü eseri olan Don Hikayeleri 1920'li yıllarda Don Nehri (Sovyet topraklarından geçen bir nehir) etrafında geçen hikayeleri ele alır. Nişan, Sığırtmaç, Şibalok'un Ölümü, İaşe Komiseri, Cumhuriyet Devrim Askeri Sovyet Başkanı, Bostan Bekçisi, Aile Babası, Yüzkarası, İnatçı, Yol ve Yön, Kulun, Mavi Bozkır, Yaban Kan, Can Düşmanı, Çiftlik İşçileri ve Çürük olmak üzere toplam 16 hikayeden oluşur. Hemen hemen bütün hikayelerin ana teması, Bolşevik Devrimine gidilirken Don Nehri etrafındaki Kazakların Devrime olan yaklaşımlarını içerir. Açıkçası hikayeleri okuduğunuzda yazarın Bolşevik Devrimi yanlısı olduğu ve Devrime destek vermeyen Kazaklara nefret gözüyle baktığını destek verenleri ise kucakladığını rahatlıkla görebilirsiniz. Ülkemizdeki ağalık sistemine benzer toprak sahiplenmesi ve bunun etrafında şekillenen sefalet, cehalet ve sömürü durumlarını göz önüne seriyor. Aile içinde farklı tarafta yer alıp birbirini öldüren aile bireylerinin acıklı hikayeleri zaman zaman sizi sarsabilir. Bu durum Doğuda PKK ve Devlet arasında kalan kişilerin veya İslamiyetin ilk yıllarında Müslümanlığı kabul eden ve etmeyen aile bireylerinin birbirlerini öldürmesi gibi cereyan etmektedir. Hikayelerin sonlarında hep acıklı durumlarla karşılaşıyoruz. Hikayelerde ise öldürmeler, köylülerin mahsullerinin askerler tarafından haksız bir şekilde alınması, iyi toprakları ellerinde bulunduran güçlülerin zulmü, çaresiz yaşlılar ve askerden dönemeyen gençlerin kadere dönüşmüş hayatlarını görürüz... Bir şey beni düşündürdü, kitabı masamda gören ülkücü bir arkadaş sordu; nedir, neden bahseder bu kitap diye ben de ona bir hikayede geçen şu olayı anlattım; Birinin serzenişi; komün gelecekmiş, sahiplenme durumu ortadan kalkacakmış, topraklar ve hatta kadınlar bile ortak olacakmış Diğeri; bu saçma sapan koca karı hikayelerine nasıl inanırsınız, komünlük öyle bir şey değil ezilen köylülerin hakkı olan topraklarını, onlar arasında eşit olarak dağıtır. (diyaloglar hikayedekine benzer şekilde oluşturulmuştur) Arkadaş kadın kısmını kastederek zamanında bunun ekmeğini çok yemiştik doğrusu dedi (gülümseyerek)... Bir şeyleri doğru bilmek her zaman iyidir. Burada zaman zaman görüyorum karşıt görüşlülerin birbirine kin kusmalarını yalan yanlış bilgilerle birbirini suçlamalarını, hakaretlerini, hayret ederek izliyorum. Bir ideolojiye saplantılı bir şekilde bağlı olmadığım için de kendimle gurur duyuyorum. Bu sayede her görüşteki insanlarla anlaşabiliyor ve onları daha iyi anlayabiliyorum. Çünkü kapalı bir şekilde onlara yaklaşmıyorum ve olayları daha objektif değerlendirebiliyorum... Açıkçası beni ilgilendiren kişinin kişiliğidir, inancı, düşüncesi beni zerre kadar ilgilendirmez... ve bu konuda son olarak şunu söylüyorum saygı gösterilmeden saygı beklenilmez... İnceleme bağlamında da son olarak Sığırtmaç hikayesinde geçen bir olayı anlatarak incelememi bitirmek istiyorum; 150 sığırı güden iki sığırtmaç hayvanların salgın bir hastalığa yakalanıp ölmesiyle zor durumda kalırlar köylülere haber verirler 10-20 arasında hayvan hastalıktan telef olunca köylüler gelip çözüm olarak havaya ateş açarlar tabii ki bu çözüm olmaz bulaşıcı hastalık diğer hayvanlara da bulaşır ve 150 hayvandan kala kala 50 hayvan kalır. Köylüler köpürür suçu sığırtmaçların inançlarına bağlarlar; -Bu çadırın en kutsal köşesindeki fotoğraf kimin +Lenin'in -Bre zındıklar, bütün bu belalar hep bunların yüzünden başımıza geliyor +Onunla ne alakası var baytar getirmeniz gerekirken siz havaya ateş açtınız, hayvanlarda tabii ki ölecek....
Don Hikayeleri
Don HikayeleriMihail Şolohov · Cem Yayınevi · 2000364 okunma
··
102 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Medine okurunun profil resmi
Benzer şekilde ben de sağ/sol doğu/ batı ayrımının edebiyatta olmaması gerektiğinden dünkü dergi incelemem de bahsetmiştim. Benim birçok konuda kesin bir yargım yoktur. Bir konuyu tüm yönleriyle ele almaya çalışırım. Bu yüzden bir fikre, kişiye KÖRÜ KÖRÜNE bağlananları hiç anlamıyorum.
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.