Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

124 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Necip Tosun'la bu kadar geç tanışmış olmanın ayıbını yaşıyorum okumaya başladığım günden beri. Belki bir arkadaş, bir dost girmeseydi hayatıma rastaşmazdım ya, ne üzücü ama... Böylesine nahif ruhlu bir abimiz kaçırılır mı hiç, kesinlikle tavsiyemdir, öykü okumayı seviyorsanız kaçırmayın ve okuyun arkadaşlar öncelikle bunu söyleyeyim sonra inceleme tarzında da birkaç kelime dökülür inşallah. Kitabımız bir de 2014 Ömer Seyfettin Öykü Ödülü'ne layık görülüyor. Açıkçası ben Ömer Seyfettin'in kitaplarını okuyalı çok oldu, bu ödülü kazanmak yerinde midir bilmiyorum ama bir ödül kazanmak için sahiden yerinde bir kitap onu anladım. " Ödüller yazara şevk ve heyecan verir. Yazdıklarının boşa gitmediğini, emeklerinin karşılık bulduğunu somut olarak hissettir. Çünkü ülkemizde yazının geri dönüşü pek yoktur. İnsan bazen böyle durumlarda kendisini yazar olarak hissediyor." diyor kendisi Necip Fazıl 2017 yılının öykü-roman ödülüne sahip olduğunda, buna benzer cümlelere Güray Süngü'de de rastlamıştım ve bu cümleler beni üzdüğünü farkediyorum okuduğumda, böyle kaç yazarımız zar zor bir çabayla edebiyat dünyasında tanınıyor acaba ya da hangi yazarlarımız ancak ödül aldığında kitapçılara birkaç kitabı konulabiliyor hem de bir sürü edebiyatla alakası olmayan kitap en üst raflarda dolaşırken. Acı bir tablo malesef ki. Edebiyat eleştirisi de yaptığıma göre biraz kitabı anlatmaya çalışayım: Adı gibi hayatın ansız bir anında yaşanan bir farkedişi ve aydınlanmayı anlatıyor aslında, koca bir hayatın yeri geldiğinde bomboş geçtiğini görürsünüz ya kimi zaman düşünün bir de onu 60-70 yıl sonra ancak farkedebilmişsiniz, bir gün gözünüzü açmışsınız ve bu zamana kadar gözünüz kapalı yaşadığınızı farkettiniz, veya gözünüze hep bir perde çekilmiş halde yaşamışsınız ya da işten kafayı kaldırmamışsınız da emeklilik günü gelmiş çatmış, fakat bir gün sonra nasıl bir hayat yaşayacaksınız bilmiyorsunuz veya bir sürü kitap biriktirmişsiniz de kitaplardan yaşadığınız hayatı görememişsiniz.. Kitap bu yaşananlar işte, herkesin gün geldiğinde hayatına bakıp gördüğünde şeyleri kitap bizim önümüze onları öykü olarak sunuyor. Pişmanlıklar, hayal kırıklıkları ve insanı kendisiyle yüzleşmek zorunda bırakan iç sıkıntısı, Ansızın Hayat''taki öykülerin ana konusu. Fakat her şeye rağmen bu olumsuzlukları yaşayan tüm karakterlerimizin bir çıkış yolu, bir aydınlanması var, hiçbiri doğumundan ölümüne kadar bu pişmanlıklarla dolu hayata devam etmiyor. İlk öykü olan Sözcükler'de güzel bir anlam birikiyor: İnsan ancak yaşadığını farkederek bir hayat sürebilit ve bir de adlandırarak, insan ölümü sözcük olarak farkedemediyse ölmeyi bilir mi hiç? "Şimdi anladın mı: bir sözcüğü cümle içinde kullanmak farklı, onu yaşamak, onunla içselleşmek, iliklerinde hissetmek farklıymış. İşte gördün; insan bir sözcüğün anlamını sözlüğe bakarak değil, ancak yaşayarak öğrenirmiş'' cümlesini hatırlatmak isterim, mesela kitabın son cümlesi olan: "Ah, yaşlılık! Seni sadece bir sözcük sandım." Ne hayat ne de yaşlılık ne de gençlik sadece bir sözlük kelimesi olarak bakılacak kelimeler değil, hepsinin üzerinde düşünülmesi gereken ânları ve yılları var, boş geçirmememiz umuduyla..
Ansızın Hayat
Ansızın HayatNecip Tosun · Hece Yayınları · 2014111 okunma
··
121 görüntüleme
Samet Koçyiğit okurunun profil resmi
Verdiğiniz bilgiler ve de incelemeniz için teşekkür ederiz. Bundan sonra bu kitabı okumazsak biz ayıp etmiş oluruz. :)
Gökçe okurunun profil resmi
Estağfurullah ama gerçekten okunması gereken bir kitap, teşekkür ederim yorumunuz için :)
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.