Mağmûm:
1) Gamlı, kederli, hüzünlü.
2) Bulutlu, kapalı, kasvetli, sıkıntılı.
Yağışlı ve mağmûm bir Aralık günü, akşam ezanına yakın, mûtad gak gaklarıyla beni sıcacık odamın penceresine celbettikten sonra gözlerini gözlerime dikti
(Gel de çık işin içinden!)