En büyük hayali uzaklara gitmek olan biri dahi, yol göründüğünde kedere gark olabiliyordu. İnsan anlıyordu ki geride bırakacağı sadece sevdikleri değil. Yürüdüğün caddelerde rüzgârla kalkan tozun burun deliklerine dolması, pencereyi açtığında duyduğun klakson sesleri, “Bir tek sigaran var mı abla?” diye soran sokağının evsizi, mütemadiyen apartmanın kapısına dışkılamayı âdet edinen tek kulaklı köpek, mezardaki hayaletler, kar yağarken sığındığın bir barda beş arkadaş amaçsızca edilen danslar, dolmuşta Doctor Who paltosuna değiyor diye rahatsız olan teyze… İlanihaye bir listeydi mevzubahis olan. Hülasa, bütün bir yaşanmışlıktı ardında bıraktığın.