Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

390 syf.
·
Puan vermedi
Şah ve Sultan titiz bir çalışmanın ürünü her şeyden evvel. Ancak İskender Pala’ya böyle bir romanı yazdıran esas faktör iki hükümdarın kudretlerinden ziyade şairlikleridir. Gerek divan edebiyatına gerekse de halk edebiyatına çok önemli mısralar bırakmıştır iki hükümdar da… Pala, romanı yazarken tarafsız kaldığını belirtmişti. Hakikaten de öyle yapmış ama cümleler tarafsız değillerdir. Nihayetinde ben ilk başlardaki sertliği ve hırçınlığına rağmen sonralarda iyice olgunlaşan, örnek bir sultan gördüm Yavuz’da. Zaten seviyordum kendisini daha bir sevdim. Şah İsmail ise bana yazarın onca tarafsızlığına rağmen kötü olarak göründü. Her iki tarafın da Türk/Türkmen olduğu bir muharebe Çaldıran. Şah İsmail için değil ama Yavuz için mezhebin hiçbir önemi olmadığını, önemli olanın devlete bağlılığın olduğunu görebiliyoruz. Zaten bu yüzden isyan etmeyen hiçbir topluluğa bir müdahalesi olmuyor. Tebriz’in Şah’ın ve Sultan’ın ellerine geçişiyle birlikte yaşananlar oldukça açık nitekim. Osmanlının Safevi’ye göre gerçek bir devlet odluğunu görebiliyoruz. Taha Akyol’un tabiriyle Çaldıran’da iki ordu değil iki zihniyet/anlayış karşı karşıya geliyor. Ve kuruluşundaki Türk unsurlara rağmen ilerleyen süreçteki Şiileşme/İranlılaşma açıkça gösteriyor ki, şayet o gün kazanan taraf Şah İsmail olsa idi biz bugün Türk değil İranlı olacaktık. Bu nedenle Yavuz Selim, çok önemli bir işe imza atmış oluyor. Yavuz’un daha şehzade iken Tebriz’deki saraya gitmesi, çölde bir aslanı öldürmesi… Bir de Timur’un Ankara Savaşında mağlup ettiği Yıldırım’ın eşini esir alıp, çırılçıplak soyması ve komutanlarına içki servisi yaptırması nedeniyle daha sonraki Osmanlı padişahlarının Türk kadınlarla evlenmekten imtina ettiklerini, böyle bir riske girmek istemediklerini öğrendik. Neticede bu bir roman. Romanın ana unsuru ise aşk… Taçlı yahut Bihruze adlı dünyalar güzeline aşık olanların hikayesi biraz da. Şiirlerle süslenen ve o kadar aşığına rağmen eline erkek eli değmeyen bir ahu gözlünün hikayesi biraz da… Yavuz’u o çok meşhur küpesinin de sebeb-i hikmetinin aşka dair olduğunu bildik bir de… İhtimal, kurgu da olsa. Bu arada Yavuz’a Şam’da aşık olan cariyenin küçük hikayesi de çok hüzzamdı. O nasıl bir sevdaymış ki, aşığını bulunca kendini kaybetmiş… Kitapta kronolojiye dair birkaç küçük hata da vardı, Son olarak şöyle bitirelim; Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek. ( Benim pençemin korkusundan arslanlar(bile) titrerken Felek beni bir ahu gözlüye esir etti… )
Şah ve Sultan
Şah ve Sultanİskender Pala · Kapı Yayınları · 202332,5bin okunma
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.