Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Uzun zamandan beri ilk kez derinlemesine uğraşılmış bir inceleme yazmak istiyorum. Umarım yapabilirim. Tasarımla başlayalım Kitabın kapak tasarımları gerçekten çok iyi. Dış kapağı gibi iç kapaklara da epey özenilmiş. İç kapaklarda yazarın hayatı kitabın tanıtımı vs den sonra başta ve sonda olmak üzere birer karakter haritası veya karakter ailelerin soy ağacı bulunuyor. Karakterlerin çok olması dolayısıyla da bu ayrıntı gayet yararlı diye düşünüyorum. Aynı zamanda karakter dizini konulmuş olması şaşırtıcı ve çok hoş. Karakterlerin romandaki yerleri sayfa sayfa tespit edilip indekslenmiş. Saatlerce belki de günlerce sürecek bir çalışmayla oluşturulduğu kesin.  Kronoloji de ayrıntılı ve okunası bir biçimde hazırlanmış. Bu incelemede kronolojiden epey yararlandığımı da söylemem gerek. Yazar bu kitabında baş karakteri olan bozacı Mevlut'un 1969 ile 2012 arasındaki 40 yılllık satıcılığını konu ediyor. Tabi bu kırk yıl sınıfsal farklılıkları o kadar iyi anlatıyor ki içinde bulunduğumuz durumu gözümüze bu kadar iyi sokması kitabi degerli kılan öteki konu. İlk kısımda Mevlut'un 1982 de kız kaçırmasıyla kurgunun temeli atılıyor. 2. kısımda 12 yıl sonra Mevlut'un aile babası olmuş ama fakirlikten kurtulamamış halini işlemiş yazar. Sonraki kısımlarda geçmişe dönerek Mevlut'un 1969 daki çocukluğunu ve devam ederek gençliğini anlatıyor. Mevlut'un anlatıldığı bölümleri geçmiş zaman kipinde, üçüncü tekil şahıs üzerinden yazmış Pamuk. Aralarda hikaye karakterlerinin isimleri başlık olarak sunuluyor. Karakterler giriyor ve direkt okuyucuya seslenir biçimde birinci tekil şahıstan meramlarını anlatıyorlar. Bunlar taslağın detaylanmasını sağlayan içeriklere sahip tabi. Aynı zamanda bu kadar çok karakterin olduğu bir kitapta her karakterin yeri geldiğinde söz alıp konuşması kitabın akıcılığını, okunurluğunu ve özellikle karakterleri benimsemeyi çok kolaylaştırıyor. Konuların içinde en çok ilgimi çeken elbette Mevlutun aşkı ve mektupları oldu. Ama kurguyu besleyen yan temalar çok fazla olduğu için kitap sırf bir aşk hikayesi olmaktan çıkıyor. 40 yıl boyunca İstanbul sokaklarında yoğurtçuluk, bozacılık, pilâvcılık ve otopark bekçiliği gibi birçok işte çalışan Mevlut'un gözünden şehri ve sokakları izlemek gerçekten haz veriyor. Sanki onunla birlikte Boo zaaa diye bağırıp o anki atmosferi hissediyorsunuz. Onun kafasındaki tuhaflık mı? Elbette sizinkiyle aynı. Boza, gecekondu, devlet arazisine tapusuz çöküp arsa çevirme, kız kaçırma, başlık parası, sokak satıcıları gibi enteresan onlarca konu. İdeolojik savaşların toplum hali, ekonomik ilişkilerin akraba hali, göç edenlerin adapte hali. Bu şekilde bakıldığında sadece bir roman mı yoksa İstanbul'un 40 yıllık sosyolojik süzgeci mi diye bi durup düşünüyorsunuz. Romanın dinsellik ve azınlıklar konularında gecekondulaşma, kentleşme, içgöç, siyasal simge ve söylemler görülüyor. Mevlut'un Beyşehirden babasıyla birlikte ayrılmasından sonra ilk taşındığı yer çocuklugunun ve gençliğinin bir bölümünün de geçeceği Kültepe mahallesidir. Hemen yanında ise Mevlut'un amcasının ve kuzenlerinin yaşadığı Duttepe mahallesi vardır. Bu iki tepe her açıdan birbirlerine çok benzerler. Ama sınıfsal benzerlikleri sayesinde barış içinde yaşasalar da siyasi olaylar yüzünden rakip hatta can düşmanı olmaları kaçınılmazdır. Mevlut, arkadaşı Ferhat’ın solcu-Alevi-Kürt olmasından gaza geliyor, onunla geceleri çıkıp sloganlar yazıp mutlu oluyorken, bir yandan amcasının oğulları Korkut ve Süleyman ile ülkücü sloganlar da yazıp seviniyor. Duttepe ve Kültepe’yi ayıran şey, kültür-kimlik ve ideoloji farklılığıdır. Ekonomik ilişkiler ve toplumsal ağ bakımından ikisi de aynı şekle şemaile sahiptir. Şahsi Görüş Resmi Görüş Kitapta ilgimi çeken bir diğer konu şahsi ve resmi görüşle ilgili olandı. Ferhat'ın Mevlut'a Şahsi görüşlerimiz kendimiz için resmiler devlet için." gibi bişey dediğini hatırlıyorum. Bu da bana Orwell'in 1984'ündeki düşünce suçunu çağrıştırmıştı. Orhan Pamuk bir söyleşisinde bu kitabının şimdiye kadar yazdığı en mizah dolu kitap olmasına özen gösterdiğini anlatıyor. Aralarda işlenmiş bir kara mizah var. Kitapta geçen bir çok trajik olayın yanında bununla anlatımı okunası kıldığını düşünüyorum. Şimdi benim yaptığım bu inceleme veya tanıtım devede kulak olacaktır. En çok beğendiğim Orhan Pamuk kitabı oldu. 460 sayfalık bir kitabın tanıtımını yapmak kolay olmadı. Amatör olduğum için aralarda spoiler vermiş olabilirim affola. İncelemeyi bir çok eksikle birlikte yazdım. kaçırdığım değinemediğim konular elbette vardır. Gelecek zamanlarda telafi etmek dileğiyle.
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,4bin okunma
·
13 görüntüleme
Anıl okurunun profil resmi
Elinize sağlık bence incelemeniz çok güzel olmuş ama kimse fark etmemiş. Kitabın kapağına değinen nadir okurlardansınız bu sebeple bile takdiri hak eden bir inceleme. Devamı gelir umarım. :)
Rûken okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim çok mutlu oldum. Ayrıca ilk farkeden olduğunuz için ayrı bir teşekkür 😊🍀
1 sonraki yanıtı göster
Lightmorelight okurunun profil resmi
Çıktığında aldık, röportajini dinledik vs olmadı, okuyamadım. İnceleme yazınız onlardan daha şevklendirici oldu. Teşekkürler.
Rûken okurunun profil resmi
Böyle düşündürdümse ne mutlu bana. Ben teşekkür ederim. Siz de şevklendirdiniz şu an :)☘
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.