Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

456 syf.
9/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi - İncelemesi
Sizce 21. yüzyılda insanlığa yönelik başlıca tehdit nedir: kamusal/kişisel finansal erimeler, ülkeler arası nükleer savaşlar veya altından kalkılamayacak kadar etkileyici olan ekolojik felaketler veya epidemik hastalıklar? Yazar Yuval Noah Harari'ye göre cevap, yukarıdaki seçeneklerden hiçbirisi değil. Tüm bunların yerine, en büyük varoluşsal mücadelemize yönelik tehdit bugünkü adıyla “Dataizm” olarak bilinen (tekno-din) den gelecektir. Hala ikna olmadınız mı? O zaman hep birlikte incelemeyi okumaya devam edelim. Yola “önemsiz bir hayvan” olarak çıkan Homo sapiens, tanrılar katına ulaşmak uğruna kendi sonunu mu hazırlıyor? İsrailli bir profesör olan Harari, dünyada en çok satan Homo Sapiens kitabıyla, biz insanların dünyayı fethetmek için 6 bin yıllık hikâyeler ile bilinçli bir şekilde, kolektif mitleri (tanrılar ve para gibi) kullandığımız konusunda dünyanın dikkatini çekmeyi başarmıştır. Şimdi, Homo Deus kitabında, bu eski mitler, yapay zekâ ve genetik mühendisliği gibi yeni “tanrısal” teknolojiler ile birleştirildiğinde neler olabileceğini ihtimallini araştırıyor. Unutmayın; olasılıklar, onu hafifletmekten daha da ürkütücüdür. O zaman önce iyi haber ile başlamaya ne dersiniz? Biz insanlar binlerce yıldır esas olarak kıtlık, veba ve savaş hakkında endişelere sahiptik. Bu yazdıklarımın üçü günümüzde hala var, ama o zaman ile bu zaman arasında olan değişim (evrim) süreci sayesinde, bu az önce yazdıklarım biz insanlar için artık “yönetilebilir/çözülebilir” birer problem oldular. Benim için kitabı mükemmel bir şekilde ifade eden, etkileyici pasajlardan birisi: “Tarihte ilk defa çok yemekten ölen insan sayısı, gıdasızlıktan ölen insan sayısından daha fazla. Enfeksiyona bağlı ölümler azalırken yaşlılığa bağlı ölümler giderek artıyor; askerler, teröristler ve suçlular tarafından katledilenlerin toplamından fazlası kendi canına kıyıyor”. Eğer gerçekten hayatımızda böylesi endişelerimiz olmasaydı, bu temel konulara olan dikkatimizi, becerilerimizi ve sağduyumuzu nasıl keşfedecektik? Ve bunlardan daha da önemlisi, biyoteknoloji ve bilgi teknolojisinin bize vermiş olduğu bu muazzam güçleri nasıl ele acaktık? Harari, binlerce yıldır biz insanlar için otoritenin tanrılardan geldiğini düşündüğünü; daha sonra, modern çağda, bu otoritenin, insanlık olarak bilinen felsefeyle (insan deneyiminin tüm anlayışların anahtarı olduğuna dair inanç) giderek tanrılardan insanlara kaydığını ifade etmektedir. Şimdi, günümüzde yüksek teknolojili yeni değişimler yaşanmakta ve Silikon Vadisi peygamberleri olarak bilinen tüm bu uzmanlar, algoritmaların ve büyük verilerin otoritesini meşrulaştıran yeni bir evrensel anlatı yaratmayı amaçlıyorlar. İşte bu yeni akımın adı: Dataizm’dir. “Bilgi en önemli iktisadi kaynak haline geldikçe savaşların karlılığı da azaldı; ve savaşlar, hala eski usul hammadde ekonomileriyle yürüyen Ortadoğu ve Orta Afrika gibi belirli bölgelerle sınırlanmaya başladı” (s.27) Ya da Harari'nin ifade ettiği gibi: “21. yüzyılın başında ilerleme treni bir kez daha perondan ayrılmak üzere. Bu belki de Homo Sapiens isimli perondan yapılacak son sefer olacak ve treni kaçıranların ikinci bir şansı olmayacak. Trende bir yeriniz olsun istiyorsanız bu yüzyılın teknolojisini, özellikle de biyoteknolojiyi ve bilgisayar algoritmalarının gücünü kavrayabilmeniz gerekiyor.” (s.286). Eğer bunu başarabilirseniz, “yaratılışın ve yıkımın ilahi yeteneklerinden” daha az bir şey elde edemezsiniz (dolayısıyla kitabın başlığı), geride kalanlar “yok olmaya gerçeği ile yüzleşecek”. İşte tam bu noktada aklıma Elysium filmi gelmedi değil. Hollywood aslında burada biz insanlara geleceğe dair bilgileri ve olacakları önden paylaşan bir messenger (haberci) gibi görünüyor. Çoğumuz belki bunu kabullenmek istemesek de, yıllar öncesinde izlediğimiz tüm bilim-kurgu ve buna yakın tarz filmlerde gördüğümüz o teknolojiler ya da senaryolar bir bir gerçek olmadı mı??? “Tarih boyunca tanrıların her şeye muktedir olmaktan çok, canlı varlıklar tasarlamak ve yaratmak, kendi bedenlerini değiştirmek, çevreyi ve havayı kontrol etmek, uzaktan iletişime geçebilmek ve zihin okumak, yüksek hızlarda seyahat etmek ve tabii ki ölümden kaçarak sonsuza kadar yaşamak gibi belirli süpergüçlere sahip olduğuna inanılırdı. İnsanlar da tüm bu kabiliyetlere, hatta daha fazlasına sahip olmanın peşindeler” (s.59). Tüm bunlar biz insanlara biraz hayalperest bir düşünce gibi geliyorsa da, Harari ürpertici senaryolarını zor gerçekler ve en son bilim örnekleri ile destekliyor ve biz okurlarına sunuyor. Beynimizin ve bedenlerimizin çalışması ilgili yapılan bilimsel araştırmalar, duygularımızın manevi bir niteliğinin olmadığını, aksine, binlerce yıllık evrimin programladığı biyokimyasal algoritmaların sonucu olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak, biyolojik anlamda hayatımızın akışını değiştiren önemli kararları vermek için “özgür irade”’mizin olmadığını ifade ederler. Bu nedenle, bilimsel araştırmacılar ve veri sahipleri, gelecekte her şeyi kapsayan bir veri işleme sistemi oluşturmamız gerektiğine, “her türlü bilgi ve kaynağa internet üzerinden erişerek” ve insanlığı bu şekilde birleştireceğine inanırlar. Türkiye’de yaşıyor olsak da, son zamanlarda sıklıkla neyi duyuyoruz: “Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet İçin Evet”. Böylesi bir sloganın ileride düşünülen ve istenilen yeni bir dünya düzeni için biz insanların önüne tercih olarak gelmeyeceği ne mümkün?! Bakın, zaman zaman farkında olmadan neler yapıyoruz. Çevrimiçi olarak olağanüstü miktarlarda önemli kişisel verilerimizi, resimlerimizi isteyerek ve kendi rızamız ile ikinci, üçüncü şahıslara ve hatta genel kitlenin kullanımına açıyoruz. Hayatımız ile ilgili aldığımız en önemli tıbbi kararları, giderek artan hastalıklara ait bilgileri doktorlarımızın bilinçli tahminlerine bırakmıyor, ama hiç bilmediğimiz bir bilgisayar yazılımına danışarak, sonuca varmaya çalışıyoruz ve o sanal yazılıma daha çok güveniyoruz. Neler yediğimize kadar paylaşıyor, yer bildirimlerinde bulunuyoruz. Amazon ve benzeri siteler hangi kitapları sevdiğimizi bazit bir kodlama ile daha iyi biliyor. Sosyal davranış, düşüncelerimiz ve cinsel ilgilerimizden dolayı Google ve Facebook ne tür aktivitelerden hoşlandığımızı, hangi partiye oy vereceğimizi ve hatta evlilik partnerimizin nasıl birisi olabileceğini bile tahmin edebiliyor, bizlere buna göre tekliflerde bile bulunuyor. Tüm bu yaptıklarımızın farkında olmadan, sosyal olarak bir nevi sanal profil oluşturuyor ve gelecekte bize karşı olumlu ya da olumsuz yönde etkileyecek kişisel veri tabanı izleri bırakıyoruz !!! Bu resimlerin, görüşlerin, düşüncelerin, davranışların ileride bir iş başvurusu esnasında ya da emin adımlar ile tırmandığımız kariyer basamaklarında önümüze olumsuz bir şekilde servis edildiğini düşünsenize… Korkunç değil mi?! Gerçekten korkunç! Homo Sapiens üzerinde total kontrol… “Bu beklenmedik teknolojik bolluk içinde hiç çaba göstermeseler bile işe yaramayan kitleleri beslemek ve desteklemek mümkün olacaktır. Peki hepsini nasıl meşgul edip memnun edeceğiz? İnsanlar bir şey yapmazlarsa delirirler. Tüm gün ne yapacaklar? Sunulan çözümlerden biri uyuşturucu ve bilgisayar oyunları olabilir” (s.340). Bir tarihçi olan Harari aslında, insanlığın nereye gittiği konusunda parlak, özgün, düşündürücü ve önemli bir çalışma yapmak için birçok disiplini -felsefe, teoloji, bilgisayar bilimi ve biyoloji dâhil- teorileri ve verileri bir araya getiren entelektüel bir yazardır. Geleceği tahmin edemeyeceğimiz konusunda biraz olsun ısrarcı davranıyor ve senaryoları tahminlerden ziyade, olasılıklar olarak bizlere aktarıyor. Ayrıca, kısa ve orta vadede mülteci krizi ve küresel ısınma gibi konulara odaklanmamız gerektiğini biz okurlara işaret ediyor. Bu sebeptendir ki, yakın coğrafyamızda olanlara da ufak dokunuşlar yapmaktan kaçınmıyor. “Allah’tan korkan Suriye, seküler Hollanda’dan çok daha şiddet dolu” (s.233) Şimdiden keyifli okumalar dilerim arkadaşlar. Bir sonraki kitap yorumu ve değerlendirmesin de görüşmek dileğiyle. Esen kalınız! ~ A.Y. ~
Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi
Homo Deus: Yarının Kısa Bir TarihiYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201712,2bin okunma
··1 alıntı·
1.427 görüntüleme
Sümeyye Arzakçı okurunun profil resmi
Öncelikle çoğu şeyin gerisinde kaldığımız gerçek Emin Çapa bunu vurgulamıştı youtu.be/QlAIjPGP2jg ve biz bunu konuşmuştuk. Bu gün bu incelemeni okurken bir kez daha teknoloji ilerleyişi kitaplarda da etkisini gösterecek, biz burda ki okur kitlesi bunun farkındayız. Teknoloji ilerleyişini en iyi bilip takip edenlerdensin. Ve görüyorum ki bir tek ilerlemeyi takip edişin teknolojiye yönelik olmamış. Eh bu da umut vaadediyor demek ki ilerleyişe ayak uydurup geri de kalmayacak olanlarımızda varmış:) uzun süredir incelemelerine denk gelmiyordum. Ellerine sağlık :)
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Sümeyyeciğim merhaba. Öncelikle güzel yorumun için teşekkür ederim. Bunu yanılmıyorsam geçen sene Eylül içerisinde okuyup tamamlamıştım ve ilgi alanıma girenlerden birisi olduğu için, bilgim dahilinde gönül rahatlığı ile yorumlama imkânım oldu. Aklımda olanların ve düşüncelerimin bir kısmını, oraya aktardım, ama aktaramadağım, kafamda dönen binlerce tilkinin kuyruğu var. Gönül isterdi ki, düşünceye dair tüm aklımızdan geçenleri buraya aktaralım, ama bu mümkün değil. Kendimizi geliştirmek adına okumaya, takip etmeye, düşünmeye ve düşünce ile birlikte fikir üretmeye devam edeceğiz. Bir yerlere gelmek, bir şeylere vesile olabilmek adına olması gerekende bu sanırım. Yoksa bugün gelmiş olduğum şu nokta da, nasıl olsa bir yaradan var ve bana rızkımı tayin eder düşüncesiyle yan gelip yatmayı ben de bilirdim, ama içimde beni dürten bir şeyler var ve sanırım bu öyle kolay kolay bitecek bir şey değil. Neyse, yoruma olan cevabı daha da uzatmadan, herkese selam eder, küçüklerin gözlerinden, büyüklerin ellerinden öper, tez cevap beklerim. :)) Şaka bir yana, güzel geçen gününün akşamının da güzellikler ile gelmesini temenni ederim. Kendine iyi davranasın. ;)
2 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
UKALA KRALİÇE okurunun profil resmi
Sponsorsuz bu ,okumam ben bu incelemeyi.:((
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Çokella var, yin mi? 😀😀😀
6 sonraki yanıtı göster
Derya okurunun profil resmi
Dün akşam izlediğim bilgi yarışmasında 'homo sapiens' ile ilgili bir soru çıktı ve yarışmacı bu kitabı (Homo Deus) okuduğunu söyledi. O bilgiye dayanarak soruya doğru cevap verdi. Kitap daha önce de burdaki değerli okurların paylaşımlarından karşıma çıkıyordu zaten. Merak ettim ve araştırmak istedim. O esnada rastladım sizin incelemenize. Çok başarılı ve açıklayıcı olmuş. Kaleminize sağlık. 👍
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Güzel yorumun için asıl ben teşekkür ederim. Beğenmene sevindim Derya kardeşim ve umarım, sen de bu güzel kitabı okuma fırsatı bulursun. Gününün güzel geçmesi dileğiyle inşallah. :)
2 sonraki yanıtı göster
Melissa okurunun profil resmi
Tebrik ederim keyifle okudum incelemenizi
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Günaydın
Melissa
Melissa
Hanım. Konuya olan ilginiz ve okuduğunuz için ben teşekkür ederim efenim. 🙏 Sizin de bu esere dair bir incelemeniz olduğunu gördüm ve şu an yapmakta olduğum kahvaltım bitince, ilk iş olarak, incelemenizi okuyacağım ve konuya olan perspektifinizden yaklaşacağım. Tekrar teşekkür eder, hoş geçecek bir pazar günü dilerim. Saygılar. 🙏😊👍
2 sonraki yanıtı göster
bi insan okurunun profil resmi
#34404239 burada bahsedilen kitap (Sapiens Sonrası) bu kitap olarak çıktı, sanırım???
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Evet Sapiens ilk olan ve ben geçiş yaparak Deus'u okudum. Bu ikinci yeni olanı.
6 sonraki yanıtı göster
Yusuf Demir okurunun profil resmi
Elinize sağlık, kitabı bitirdim ve diğer kullanıcıların incelemelerini okurken sizin ki çıktı güzel de olmuş :)
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Yusuf Bey. Daha güzellerini ve yenilerini keyifle okumanız dileğiyle azizim. (:
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.