Bildiğiniz gibi sessizlik sansürlenemeyen bir şeydir. Sessizliğin huzur kaçırdığı durumlar vardır. Bu yüzden içini sürekli gürültüyle doldururlar...
Sanatla Direniş, içi tıka basa gürültüsüz bir sessizlik: ama konuşan, konuşurken dinlettiren dağ sessizliği gibi. Huzursuz hissettirecek tek bir sayfası olmayan eser.
Kitabın 176. sayfasında
“ Ben suretime doğru yürüyorum, suretim bana doğru.
Sıkı sıkı sarılıyor bana, hapisten çıkmışım gibi.”
diye bir (şiirden) alıntı var.. İmgeleri biraz değiştirirsek :
“Kitabı ben mi okuyorum, o beni mi okuyor? ” a benzer bir his sıkı sıkı sarılıyor okuruna.
Sanatın dokunup güzelleştirmediği bir şey var mıdır yaşamda..
Enfes tat bırakanlar rafında.