Tek kelime ile muazzamdı. Okudukça sizi geren, sinirlendiren, deli eden bir kitap. Empati kurdukça içinden çıkamıyorsunuz.
Resme ilgisi ve yeteneği olan Joseph bir sergide gördüğü Mondrian tablolarından sonra asla onun duyguları ve yeteneği ile resim yapamayacağına kanaat getirip babası gibi hukukçu olur. Kitabın başında zaten Joseph'in normal biri olmadığını bir biçimde anlıyoruz. ileri yaşlarında ailesini kaybeden Joseph yalnız kalır ve şehirden küçük bir köye taşınır. Hep yalnız olan hayatını yine yalnızlığı ile değiştirmek ister ve bunu bir süre için başarır. Bir gün kapısında bitap halde yatan Abel isimli bir ergen çocuk bulur ve onu evine alır. İşte o andan itibaren kitap kitap olur, akar gider...
Muhteşem bir anlatım, etkisi bir süre üzerinizde olacak benden söylemesi.