iyi akşamlarınız olsun efendim. ilk ve umarım son olmayacak olan kitap incelemem ile karşınızdayım. ha unutmadan bu kitap, kitap zamlarından etkilenmeyen tek kitap olabilir. her kütüphaneye şart kitaplardandır. geç olmadan alalım hemen.
başlayalım.
ABD’li matematikçi, anarşist teorisyen ve eylemci Theodore John Kaczynski. Berkeley Üniversitesi’deki profesörlüğünü bırakıp Montana’da bir kulübeye yerleşiyor ve olanlar oluyor.
endüstriyel gelişmenin yaşam alanını gittikçe daraltması ve doğanın tahribatına neden olmasıyla önce ufak çapta olsa da zamanla bombalı eylemlere varan protestolar gerçekleştirmiştir.
bu zamanda yazdığı manifestonun alınıp okunmayacağını düşündüğünden -günümüzde eğlence sektörünün her şeyi elinde tutmasından bahsediyor- Washington Post ve New York Times dergilerine tehditle, sansasyonel bir giriş yapmıştır. doğa düşmanı gördüğü 3 kişinin evine bombalı paket göndererek, 3 kişinin ölümüne ve 25kişinin yaralanmasına sebep olmak suçundan müebbet hapis cezası yemiş bir deli dahidir.
yazar, Sanayi devriminin insanlığın başına gelen en büyük felaket olduğunu savunur. nedenini ise, endüstrinin doğa tahribatına, toplumsal bozulmalara ve ruhsal acılara sebep olduğunu düşünmesidir.
teknolojik ilerlemenin devam etmesi halinde, durumun daha da kötüleşeceğini, engellenmeye kalkılırsa da kötü olacağını fakat uzun vadede rahat edeceğimizi söyler. teknolojik yapıyı ortadan kaldırmak şu an için acı verecektir ama ileriki zamanlardaki kadar değil der. çözümün, anarşiden ve doğal yaşama geçişten geçeceğini söyler. çünkü artık bir müdahale yapılamaz. teknoloji her yerdedir.
bunlara ek kitapta literatüre giren yeni kelimeleri görmekteyiz. bunlardan biri “güç süreci”dir.
güç süreci: bir insan, uğruna çaba harcaması gereken amaçlara ihtiyaç duyar ve bu amaçlara ulaşmada en azından makul bir oranda başarı sağlamaktır. (37) kısaca, bir insanın uğrunda gücünü sınayacağı amaçlarının olması gerekir. (34).
güç süreci içinde bir diğer kavram ise “ikame etkinlikler”dir.
ikame etkinlik: insanlar, fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak için çabalamak zorunda kalmadıklarında, kendilerine yapay amaç bulurlar. yalnızca bir amacın peşinde koşarken elde edecekleri tatmin uğruna kendilerine buldukları yapay amaca yönelik faaliyettir. (39).
bir ikame etkinlik bireyin, amacın kendisine ulaşma ihtiyacından değil de, amacın peşinden koşarken elde edeceği tatmin uğruna yaptığı etkinliktir. örneğin; bilim insanları(siz düşünün).
kitabın sonlarına doğru, toplumumuz sisteme uymayan herhangi düşünce ve davranış şeklini “hastalık” olarak addetmeye meyillidir ve bu makul bir tutumdur çünkü birey sisteme uyum sağlamazsa bu onun acı çekmesi sebep olduğu için sistem içinde sorun çıkarır. nitekim bireyin manipüle edilerek sisteme uydurulması “hastalığa deva” gibi görünür (155) diyerek olayın tüm ciddiyetini de göz önüne bir kere daha seriyor.
son olarak bir alıntısıyla bitirmek istiyorum: ‘mesajımızı, halk üzerinde kalıcı bir etki yaratabilecek şekilde sunmak için bazı insanları öldürmek zorunda kaldık.’