Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
iyi akşamlarınız olsun efendim. ilk ve umarım son olmayacak olan kitap incelemem ile karşınızdayım. ha unutmadan bu kitap, kitap zamlarından etkilenmeyen tek kitap olabilir. her kütüphaneye şart kitaplardandır. geç olmadan alalım hemen. başlayalım. ABD’li matematikçi, anarşist teorisyen ve eylemci Theodore John Kaczynski. Berkeley Üniversitesi’deki profesörlüğünü bırakıp Montana’da bir kulübeye yerleşiyor ve olanlar oluyor. endüstriyel gelişmenin yaşam alanını gittikçe daraltması ve doğanın tahribatına neden olmasıyla önce ufak çapta olsa da zamanla bombalı eylemlere varan protestolar gerçekleştirmiştir. bu zamanda yazdığı manifestonun alınıp okunmayacağını düşündüğünden -günümüzde eğlence sektörünün her şeyi elinde tutmasından bahsediyor- Washington Post ve New York Times dergilerine tehditle, sansasyonel bir giriş yapmıştır. doğa düşmanı gördüğü 3 kişinin evine bombalı paket göndererek, 3 kişinin ölümüne ve 25kişinin yaralanmasına sebep olmak suçundan müebbet hapis cezası yemiş bir deli dahidir. yazar, Sanayi devriminin insanlığın başına gelen en büyük felaket olduğunu savunur. nedenini ise, endüstrinin doğa tahribatına, toplumsal bozulmalara ve ruhsal acılara sebep olduğunu düşünmesidir. teknolojik ilerlemenin devam etmesi halinde, durumun daha da kötüleşeceğini, engellenmeye kalkılırsa da kötü olacağını fakat uzun vadede rahat edeceğimizi söyler. teknolojik yapıyı ortadan kaldırmak şu an için acı verecektir ama ileriki zamanlardaki kadar değil der. çözümün, anarşiden ve doğal yaşama geçişten geçeceğini söyler. çünkü artık bir müdahale yapılamaz. teknoloji her yerdedir. bunlara ek kitapta literatüre giren yeni kelimeleri görmekteyiz. bunlardan biri “güç süreci”dir. güç süreci: bir insan, uğruna çaba harcaması gereken amaçlara ihtiyaç duyar ve bu amaçlara ulaşmada en azından makul bir oranda başarı sağlamaktır. (37) kısaca, bir insanın uğrunda gücünü sınayacağı amaçlarının olması gerekir. (34). güç süreci içinde bir diğer kavram ise “ikame etkinlikler”dir. ikame etkinlik: insanlar, fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak için çabalamak zorunda kalmadıklarında, kendilerine yapay amaç bulurlar. yalnızca bir amacın peşinde koşarken elde edecekleri tatmin uğruna kendilerine buldukları yapay amaca yönelik faaliyettir. (39). bir ikame etkinlik bireyin, amacın kendisine ulaşma ihtiyacından değil de, amacın peşinden koşarken elde edeceği tatmin uğruna yaptığı etkinliktir. örneğin; bilim insanları(siz düşünün). kitabın sonlarına doğru, toplumumuz sisteme uymayan herhangi düşünce ve davranış şeklini “hastalık” olarak addetmeye meyillidir ve bu makul bir tutumdur çünkü birey sisteme uyum sağlamazsa bu onun acı çekmesi sebep olduğu için sistem içinde sorun çıkarır. nitekim bireyin manipüle edilerek sisteme uydurulması “hastalığa deva” gibi görünür (155) diyerek olayın tüm ciddiyetini de göz önüne bir kere daha seriyor. son olarak bir alıntısıyla bitirmek istiyorum: ‘mesajımızı, halk üzerinde kalıcı bir etki yaratabilecek şekilde sunmak için bazı insanları öldürmek zorunda kaldık.’
Sanayi Toplumu ve Geleceği
Sanayi Toplumu ve GeleceğiTheodore John Kaczynski · Kaos Yayınları · 2013504 okunma
··
533 görüntüleme
mustafa tamer akder okurunun profil resmi
Bu amcanın hayatını konu alan Manhunt: Unabomber diye bir dizi var. İncelemeye göre kurgusu gerçekten baya bir sapmış gözüküyor ama daha çok yakalanmasını konu olduğu için düşünce derinliğine tam girmiyor. Mahkemede savunmasını hiç girmemişler. İleride duruşma kayıtlarına denk gelmek çok istiyorum. Diziyi izlemenizi tavsiye ederim çok ilginç dizilerden biriydi. Sayenizde bende kitabını okuyacağım. Kitap şekline getirdiğini hiç aklıma gelmemişti. İhtiyarlık zor zaanat. :D
diana okurunun profil resmi
Diziden haberim var ama dediğiniz konular işlendiği için merak etmedim hiç, yakalanması olayı da zaten bir ormanda elektrik su olmadan yaşıyordu, bir tanıdığı -kardeşi olabilir- ihbar etmişti. Hapishanede yazdığı bir kitap vardı en son çıkmamıştı ne halde bilemiyorum. Bu kitap hapishaneden önce yazılmıştı. Kendisi halen hapiste, avukatı şizofren olduğuna dair mahkemeye bir rapor sunuyor ama bilinçli yaptığını söylüyor ve çıkma şansını geri tepiyor. Çok sevindim okuyacak olmanıza, okuduktan sonra endüstri sosyolojisi dersimde bu kitabı makale üzerinden sunmuştum, makalemi sizinle paylaşmayı çok isterim.
17 sonraki yanıtı göster
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Sanayi toplumu ve Geleceği! Evet, kaçınılmaz ve futuristik bir gelecek bizleri değilse de, neferlerimizi ve onların neferlerini bekliyor olacak. Bir yarım yüzyıla kadar bu gezegende bugünkünden daha çok şey değişecek ve sürece ayak uyduramayan ülkeler ve o ülkede yaşayan insanlar bunun adını kader koysalar da, cehaletin pençesinden kurtulamadıkları için yok olmaya, yok olmayacaklarsa da en alt seviyede yaşamaya mecbur kalacaklar. Geliyorlar! Evet, onlar geliyorlar ve üzerimize gelen dalga öyle böyle bir dalga değil. Gezegenimiz dışında koloni kurma ve hayatın temellerinin atılmasına başlandı bile. Yeni yeni galaksiler ve adlarını gördüğümüzde şaşırdığımız gezegenleri okuyoruz (tabi bununla ilgilenenler şaşırmıyor). Yeni icatlar ile karşılaşıyoruz, ama biz o icatları yeni sansak da, onlar yıllar evvel keşfedilmiş ve bugün bize sunulmuş oluyor. Cyborg teknolojisini bilmeyenler bugün yeni yeni duyuyor ve şaşırıyor. Neden şaşırıyorsun ki? Sen kimin sana helâl düşeceğini, orucunu ve abdestini neyin bozacağını kutsal kitaptan öğrenmek varken, Ramazanda ayda ortalama 700.000 TL'ye cevaplayan birinin peşinde koşarken, o garbın bilim adamlarının geliştirdiği teknoloji ile Amerikalı tabipler 1990 yılı Irak Körfez Savaşında ve 7 Ekim 2001 "Kalıcı Özgürlük Operasyonu" Afganistan Savaşı sırasında sahra hastanelerinde online bağlantı ile hareketli robotik kolları Amerikadan yönlendirerek cerrahi operasyon yürütüyorlardı. Daha yazılacak birçok şey var, ama burada kafa şişirmenin lüzumu yok. Belki ne demek istediğimi anlayan anladı diye düşünüyorum. Demem o ki, bizler kendimizi geliştirmediğimiz sürece bu devran böyle sürüp gidecek!!! Şuraya bir ayet bırakayım da, artık o kutsal kitaplar tavanın ya da dolapların kurum bağlamış en üst köşesinden asıl olması gereken yere insinler ve amacına hizmet estsinler!!! 96/Alak-1: "Ikra’bismi rabbikellezî halak (halaka)." - "Oku Rabbinin adıyla ki bütün mahlûkatı yarattı."
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Bu arada sana da ayrıca bu güzel incelemen için teşekkür ederim. Gerçekten başarılı olmuş. Emeğine ve yüreğine sağlık. Kalemin keskin, okurun bol ve bu yolda başarıların daim olsun inşallah! :))
diana okurunun profil resmi
teşekkür ederiiim. sanırım inceleme işlerini tammamen sana bırakmalıyım :(. hazıra alışkınız, kolaya meraklıyız. ama bu ciddi ciddi bi ortadoğu problemi. soğuk iklim bölgesindeki insanların adını duyarız ama ortadoğu’da maalesef duyamıyoruz umarım duyacağız. evet en başta dediğin hiyerarşiye de değiniyor. ya köle olacak ya köle olacak diye. okuyalım, okutturalım, anlayalım, tartışalım, sorgulayalım, tekrar okuyalım
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Yok efenim, estağfirullah! İnceleme işini bana bırakmak da ne demek?! Ben de burada bulunan tüm okuyucular gibi, okuduktan sonra bana, içime cereyan ederek ortaya çıkan duygu ve düşüncelerimi harmanlayarak bir şeyler kaleme alıyorum. Demek ki insan okuyunca yoğurulur-muş!!! Bak sana demiştim, yazdıkça daha da iyi olmaya ve bir önceki yazdığını belki de beğenmemeye, her yeni yazdığını da bir çıta yükseltmeye başlayacaksın. Bir nevi edebi olarak eviriliyoruz işte. Kendi kendimizi bile beğenmez oluyoruz. Bu burnumuzun havalara kalktığı anlamına gelmesin lütfen! Ama zaman hepimizi bir şekilde işliyor ve iyiye ya da kötüye işlemesine de bizler farkında olmadan alışkanlıklarımız ve gündelik hayatta yaşadıklarımız ile yön veriyoruz. Evet, soğuk iklim ile sıcak iklim arasında gerçekten de fark var. Tatil bazında düşünmemek gerek bu yazdığımı. Derin düşününce insan bunu gerçekten anlıyor ve neden diye sorgulamaya başlıyor. :)) Tekrar emeğine sağlık! Güzel bir Pazar günü geçirmen dileğiyle Diana!
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.