Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

2/10 puan verdi
"Sana ne anlatıyorum ben böyle? Ne diyordum, nerelere geldim..." Alıntı kitaptan, ve sanırım bana bir şey anlatmak istiyor. Herhalde benden özür dilemeye çalışıyor olsa gerek. Ben de üzgünüm, seni değil ama bir kitabı daha yarım bıraktığım için. Destek Yayınları standından aldığım birkaç kitabın üzerine, fuarda hediye edildi bu kitap bana. Hediye kitabın hesabı sorulmaz diyerek attım heybeye tabii. Kapağın ön kısmında, sonbahar atmosferine uygun renklerde, dökülmüş yapraklar, arka kısmında ise Nermin Bezmen'in notu. Acıklı bir not çünkü yazar, Adana'da bir trafik kazasında hayatını kaybetmiş. Nermin Bezmen'i ismen bilsem de hiçbir kitabını okumamıştım lakin kitabın arkasında, bildik bir yazarın yazısını görünce fena bir kitap değildir diye düşündüm. Ayrıca kitap, isim olarak da bir şeyler vadediyordu: Yuğ. Ölüler adına yapılan tören. Tam da sonbahar moduna hitap edecek türden bir kitap imajı hazırdı yani. Başladık nitekim... Yazar, aslında şair demem gerek sanırım, bir aşk hikayesi ile alakalı yazmış ama ben belirsizlik içinde yitip gittim sanki. Aklından geçenleri kağıda dökmüş, eyvallah, ama her yazılan da yazanda bıraktığı etkiyi bırakmıyor ki okuyucuda. Gerçi yazanın anlaşılma kaygısı gütmemesi gerektiğini düşünebilirsiniz ama ben, okuduğum şeyin bende uyandırdığı hisle ilgilendiğim için, salt yazanın duygularına hitap eden eserleri benimseyemiyorum. Bunun yanında cümleler de belirsiz, gece yatmadan evvel yediğiniz yemeklerin etkisi ile gördüğünüz huzursuz rüyalar gibi bölük pörçük. Neyin ne amaçla yazıldığını, yazının başının sonunun nereye vardığını anlamadım doğrusu. Rüya demişken, tam da yine rüyalarda olacağı gibi, bir oradan bir sahneyle karşılaşıyorsunuz, bir buradan... Tam da sunulan sahneye adapte olacak iken hoop!.. Sahne değişiveriyor, sahneyle birlikte anlatılan da. Yazım şekli de farklı. Şiir gibi bir anlatım var ama düzyazı şeklinde aktarılmış kağıda. Her bir dize sonunda da üç nokta kullanılmış. Ferit Edgü'de de düzyazıyı şiirsel bir dille aktarma vardı ama onunla bu çok farklı. Kafiyelerle süslemiş cümleleri şair, ama bu durum da kitabı pek kurtaramıyor doğrusu. Konu olarak da dediğim gibi, ortada bir aşk hikayesi var gibi ama anlatım o kadar imgesel ki, kafada somutlaşmayı becerebilen bir hikaye çıkmadı benim açımdan. Bu kitabı da 50 küsurlu bir sayfada bıraktım, ilerleyen sayfalarda bir netlik kazandı mı bu hikaye, bilemem tabii. Bazı sayfalar, günümüz yazar(!)cıklarının yaptığı gibi birkaç cümleyle, hatta bir yerde tek bir kelime ile bitirilen türden. Sayfa doldurma çabası olarak düşünüyorum ben bu hareketi ama tam da yapılmayacak zamanlardayız artık. Zaten kağıt, ithalat kalemleri arasında, yazık günah yani... Son olarak, kitaplıktan ayıklanmalık bir kitap daha çıktı diyorum.
Yuğ
YuğHasan Hüseyin Gündüzalp · Destek Yayınları · 201717 okunma
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.