Şeffaflık toplumun niteliğine göre farklı biçemlerde karşımıza çıkıyor. Yıllar boyu siyasetçilerin ağzında pelesenk olmuş bu kelime altında derin bir sosyolojik boyut varmış da haberimiz yok. Kitap beni baya zorladı. Okurun çabası kitabı anlamlandırabilmek için gerekli. Yazar bizleri direk bilgilendirmiyor.
Toplumbilimciler toplulukları bir kelime altında nitelemeye başladı : Olumluluk Toplumu, teşhircilik toplumu, ivme toplumu gibi. Bu alt topluluk içerinde şeffaflık tanımını açıklıyor yazar . Şeffaflık teşhirciliği ortaya çıkarıyor. Yani yazarın deyimiyle nesne kült olmaktan çıkıp sergi niteliğine bürünüyor. Kült olan gizemlidir, değerlidir. Sergi biçiminde olan nesne metadan öte değildir. Tam da kapitalist sistemin istediği düzene çanak tutuyor şeffaflık. Güven konusu şeffaflıkla günümüzde değişime uğradı. Güvenmek için eskiden bilinmeyenliye teslim olmak vardı. Şimdiyse her şey ayan beyan içinde olmalı. Ama gizemli olmayan bir şeyin tadı tuzu olmaz bence. Ruhsuz bir dünya tadı ağzınıza gelmiyor mu? Merak duygusunu öldürdük. Şeffaflık içinde giderek pornografik bir toplum olduk. Sosyal medyada bu şeffaflık voyörizm gibi hastalıkların türemesine sebep oldu. Kontrolcü bir yapıya da büründük. Dijital panoptikon yapıda özgürlük, kontrol altında olmakla eş güdümlü oldu. Kısacası şeffaflık bizleri bir sistemin çarkı haline getirdi.