Serinin ilk iki kitabı gibi akıcı da olsa bu kitapta yoruluyor hikaye, tıpkı Umay Bayülgen gibi. Su’yu çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği bölgede geçtiği için büyük bir keyifle okumuştum. Toprak’ı okuyup bitirince hiç gitmediğim Çorum’a kitapta geçen yerleri görmek için gittim. Hava’da bu isteği duymadım, ancak dörtlemenin son kitabını şimdiden merak ediyorum. Diğer kitaplarda olduğu gibi bu kitapta insan Türk olduğunu hatırlıyor. Topluma dayatılan din bulamacı bilgilerden sıyrılıp dinle ırkı ayırabildiğimiz ölçüde gurur duyulacak ancak yüz çevirdiğimiz ne kadar derin ve köklü bir geçmişimiz ve geleneğimiz olduğunu farketmemizi sağlıyor. Asla kaybetmememiz gereken değerleri maalesef sadece bu kitaplarda bulabiliyoruz. Yokettiğimiz doğaya sahip çıkma, örgütlenme, farkındalık, dayanışma değerleri ancak bu kadar ”aynı frekanstan” vurgulanabilir. Kitabındaki tüm güzellikler için Umay Bayülgen’in deyimiyle “Alkışlar” Buket Uzuner.