Coffey'nin örneğinin karşısında, tabiri caizse tam bir'kaygısızlık çağı' yaşıyoruz. Mecburi bir sürükleniş yahut bilinçli bir tercih. Bireysel kaygıların toplumsal kaygılara dönüşemediği, dönüşse bile bir toz zerreciği gibi savrulup kaybolduğu bir kaygısızlık çağı. İşin garip yanı çoğumuzun diline pelesenk olan "Sistemin suçu. Sistem böyle