Oğuz Atay’ın yapıtı deyince aklıma kendi sorunlarını çözememiş ve topluma kendini kabul ettirememiş insanlar geliyor. Düşünen ,toplumdaki yozlaşmış değerleri dile getiren ve bu sebeple de marjinal ,aykırı damgası yiyen insanlar. Toplumuyla uyum sağlayamayan, başkaldıran ve yenilen kahramanlar. Acımasız yaşam oyununu yitiren küçük insanlar.
Korkuyu Beklerken kitabı Oğuz Atay’ın dünyasını yeterince
tanıtan 8 nefis öyküden oluşuyor. Oğuz Atay
öyküleri romanlarından hiç de daha az değerli değil. Yazar
kısa öykü sanatını da ustalıkla beceriyor. Bir solukta
okunmayı ve vurucu olmayı biliyor. Yaşamda dikiş tutturamayan sekiz kişinin, dikiş tutturamayan yaşamının öyküleri bunlar. Kendi kendimizi aşmak, bunun için de
kendi kendimizle hesaplaşmakla işe başlamak zorundayız.
Ve bunun için ironi yani kendi kendini '' tiye '' almak.
Korkuyu Beklerken öyküsünün kahramanı «kendi kendisiyle
alay etmeyi» bilmekle övünmektedir. Oğuz Atay’ın
kişilerinin başlıca erdemlerinden biri işte! Özeleştiriyi
yapabilmek. Kahramanların temel özellikleri kendini sorgulamak,yargılayabilmek, alay edebilme. Kendi kendini eleştirmek, alay konusu yapmak yıllarca
fazla ciddiye almadığımız bir hareket ama aslında insanın egolarından sıyrılabilmek için yegane başvurması gereken bir yol. Son olarak Oğuz Atay okumak insana çok şey kazandırıyor.Size en yakın gelen kitabından başlamanız dileği ile :))