Şu şehr-i Sıtanbûl ki bî-misl ü bahâdır
Bir sengine yek-pâre Acem mülkü fedadır
Bir gevher-i yek-pâre iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezadır
Bir kân-ı niamdır ki anın gevheri ikbâl
Bir bağ-ı İrem'dir ki gülü izz ü alâdır
Altında mı üstünde midir cennet-i a'lâ
El-hak bu ne halet bu ne hoş âb u hevâdır
Her bağçesi bir çemenistân-ı letafet
Her gûşesi bir meclis-i pür-feyz ü safadır
İnsaf değildir anı dünyâya değişmek
Gül-zârların cennete teşbih hatâdır
Herkes erişir anda muradına ânınçün
Dergahları melce-i erbab-ı recâdır
Kala-yı maârif satılır sûklarında
Bazâr-ı hüner ma’den-i ilm ü ulemâdır
Camilerinin her biri bir kûh-i tecellî
Ebrû-yi melek andaki mihrâb-ı duâdır
Mescidlerinin her biri bir lücce-i envâr
Kandilleri meh gibi lebrîz-i ziyâdır
Ser-çeşmeleri olmada insana revân-bahş
Germâbeleri câna safâ cisme şifâdır
Hep halkın etvârı pesendîde vü makbul
Derler ki "biraz dilberi bî-mihr ü vefadır"
Şimdi yapılan âlem-i nev-resm i safânın
Evsafı hele başka kitâb olsa sezâdır
Nâmı gibi olmuşdur o hem sa’d hem âbâd
İstanbul’a sermâye-i fahr olsa revâdır
Kühsarları bağları kasrları hep
Güya ki bütün şevk ü tarab zevk u safâdır
İstanbul'un evsâfını mümkün mü beyân hiç
Maksûd heman Sadrı kerem-kâre senadır
....................
Ey Sadr-ı kerem-kâr ki dergâh-ı refîin
Erbâb-ı dile kıble-i ümmîd ü recâdır
Îdin ola ikbâl ü saadetle mübarek
Günden güne ikbâlin ola gün gibi zahir
Sadrında seni eyleye Hak dâim ü sabit
Hep âlemin ettikleri şimdi bu duadır
Ey Sadr-ı cihan-hân ede Hak devletin efzûn
Kim devletin erbâb-ı dile lûtf-ı Hudâdır
Ez-cümle Nedîmâ kulun ey âsaf-ı devrân
Müstağrak-ı lûtf u kerem ü cûd u atâdır