Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kulüp üyeleri arasında uyum pek azdı. Bazıları, kurtuluşu ölümde aramalarına neden olan utanç verici eylemleriyle övünürken, diğerleri onları kınayan bakışlarla dinliyordu. Herkes gizliden gizliye ahlaki yargılara karşı çıkıyordu ve kulüp kapılarından geçen herkes mezarın bağışıklığını kazanmış oluyordu. Birbirlerinin anılarına ve geçmişteki çarpıcı intiharlara içiyorlardı. Ölüme karşı farklı bakış açılarını karşılaştırmaktan zevk alıyorlardı. Bazıları ölümün yalnızca bir karaltı ve sona ermeden ibaret olduğunu söylerken, diğerleri o gece yıldızlara çıkacakları ve görkemli ölülerle karşılacakları ümidini taşıyordu. "İntiharların simgesi olan Baron Trenck'in ölümsüz hatırasına içelim!" diye bağırdı biri. "Küçük hücresinden çıkıp daha da küçük bir hücreye girerek özgürlüğüne kavuştu." "Ben," dedi bir diğeri, "gözlerimin bağlanmasını ve kulaklarımın tıkanmasını istiyorum. Ama bu dünyada kulaklarımı tıkayacak kadar kalın bir pamuk yok." Üçüncü adam, gelecekteki dünyanın yaşam sırlarını okuyor, dördüncüsü ise kulübe katılmasının nedenini Bay Darwin'e inanması olarak açıklıyordu. " Maymundan geldiğimiz fikri, " dedi göze çarpan intiharcı," dayanılır gibi değil." (Dördüncü intiharcının Darwin'i yanlış anlayıp intihar kulübüne katılması beni üzücü bir şekilde güldürdü :))
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.