Uzun süre siroz hastalığıyla mücadele sonrası hastalığa yenik düşmesiyle 1954 yılında hayatını kaybeden Sait faik'in ölmeden evvel yayımlanan son kitabıdır Alemdağ' da Var Bir Yılan.
Sait faik ile ilk tanışmam lise döneminde "Semaver" kitabıyla olmuştu. Kitaba ismini veren bu öykü beni çok derinden etkilemişti. o zamandan sonra hep uzak durdum bu özel yazarımızdan. Sanki bütün kitapları böyle öykülerle doluymuş gibi gelmişti. Zaman geçtikten sonra anlıyorsunuz ki öyle güzel öykü yazan insan hiç bırakılır mı?
Onca aradan sonra başlangıcı bu güzel kitapla yaptım. Sait faik'in çocuk ruhlu, halkın içinden ve samimi bir yapıda olmasından kaynaklı mı bilmem, karamsarlığın ve yalnızlığın öne çıktığı bu kitabı, yüzümde tebessümle okuduğumu fark ettim. Resmen herşeye rağmen o hiç kaybetmediği umudu ve yaşama sevincini bir şekilde size de aşılamakta. Belki bundan dı yüzümdeki masum tebessüm.
17 tane öykü bulunan bu kitap da hepsi birbirinden özel ama benim en sevdiğim öyküler;
- Öyle bir hikaye
- Eftalikus'un kahvesi
- Çarşıya inemem
- Yılan uykusu
Bütün hikayelerinde bizim rutin gündelik koşuşturmalarımız içinde göz ardı ettiğimiz o kadar çok güzel detaylar var ki. Mahallede ki çocuklar, kahvehanede ki amcalar, pencerelerde ki teyzeler... Anlatılan her olayın içindeymiş ve görüp dokunuyormuş gibi hissettirilmesi mükemmel bir başarı. Aslında ne kadar çok şey söylense azdır.
Elimde Türkiye İş Bankasının kültür yayınları var ve kitabın arka yüzünde Ara Güler'in objektifinden Sait faik'in biraz çekimser ve bir o kadar da içten fotoğrafı konulması ayrı bir güzellik katmış.
Bir çok insanın olduğu bu dünya da yalnızlığımıza rağmen insana umut , huzur ve yaşama sevinci veren Sait faik güzelliğinde insanlarla karşılaşmak dileğiyle...