Livaneli’nin kaleminden okuduğum ilk kitaptı ve açıkçası biraz korkarak başlamıştım. Beni okumaya iten sebep ise kitabı ilk elime aldığımda açtığım herhangi bir sayfadan rastgele okuduğum bir parçaydı. “Hani insan her şeyi unutarak yaşayabilirdi ama her şeyi hatırlayarak yaşayamazdı. Hani unutmak insan soyunun en büyük şifasıydı.” Bu söz beni birdenbire kendimden almış ve bu kitaba başlama isteğimi arttırmıştı. Bir anda değişen hayatımın temposunda çok yavaş ilerleyip elimde çok gezdirsem bile benim için büyüsünü hiç kaybetmedi.
Hiç beklemediğim bir şekilde biten bu kitap beni büyük bir şaşkınlıkla bıraktı arkasında. Her ihtimali düşündüğüm Arzu KAHRAMAN cinayeti hiçbir zaman aklıma gelmeyecek bir sonuca ulaştı. Fakat beni asıl şok eden Ahmet ARSLAN oldu. “Ben zaten oradayım.” cümlesiyle aslında her şeyi anlatmışken bunu neden dediğine anlam verememem beni nasıl şaşkınlık içersinde bıraktığını gözler önüne seriyor.
Okurken “ne demek istedi, nereden biliyor, neden” sorularını çok sordum. Anlam veremediğim bir sürü şey oldu. Fakat şimdi kitabı karıştırırken bunların hepsi anlamlı geliyor.
Sonuç olarak, sürükleyici bir şekilde ilerleyen bu kitap beni oldukça etkiledi. Eğer okumadıysanız bir an önce okumanızı tavsiye ederim.