Osmanlı müziği araştırmacıları Türkiye’deki “sanat müziği” geleneğinin şehrin çok çeşitli katmanlarıyla nasıl bütünleşmiş olduğunu çoğu kez hayretle kaydetmişlerdir..
..“Avrupa tipi bir sınıflı toplumun yokluğu ve toprağa dayalı, kuşaktan kuşağa intikal ederek süreklilik kazanan ve başkentte kümelenmiş bir asilzade sınıfının bulunmaması, müzik üretim ve icrasının toplumun her katmanına açık bir kültürel alan olması sonucunu doğurmuştur.” (Cem Behar)
Muhtemelen aynı sebepten ötürü “şehrin müzik kültürü, anonim halk kültüründen gelen öğeleri de kolayca sindirebilmiştir.” Dolayısıyla toplumun farklı katmanlarını bir araya getiren bir şehir müziği olarak icra edilen Osmanlı müziğini, sarayın veya aristokrasinin müziği saymak doğru değildir.