Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

kurtlukalem

"Dillerin mekanizması, kelimelerin telaffuzundan daha az keyfî ve daha fazla kurala bağlı olduğundan, biz burada dillerin birbirlerine olan yakınlıklarını belirleme konusunda mükemmel bir kıstas buluyoruz, işte bu nedenle, dilin büyük usulleri olan türetme, bileşim, bükümü aynı biçimde uygulayan iki dil bulduğumuzda, birinin diğerinden tûrediği veya her ikisinin birden aynı ilkel dilin lehçeleri olduğu sonucuna varabiliriz."¹²⁶ ¹²⁶Lord Monboddo, Ancient metaphysics, s. 326, c. IV
Sayfa 333 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
Reklam
200 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Bazen, bir çocuğun bir futbol topuyla yaptığı havalı numaraları görüp hareketlerinin zarafetine ve keskinliğine hayret edersiniz. Prudente, en güzel şeylerin, doğası gereği en faydasız şeyler olduğunu düşündü.
Sayfa 185 - Labels and Other Stories, Nemesis Kitap Ocak 2022, [ISBN: 978-625-7359-75-7]Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünyada ülkeler ve bir ülkede de emeğin pahalı olduğu anlar vardır: işçi sayısı az, ücretler yüksektir; başka bir ülkede veya başka bir anda emek gücü boldur, ona kötü ücret ödenmektedir, emek ucuzdur. Fakat bu gidiş gelişler esnasında değişen şey bir çalışma günü karşılığında elde edilebilecek gıda miktarıdır; eğer az yiyecek ve çok tüketici varsa, her emek birimi ancak düşük bir geçimlik miktarıyla ödüllendirilecektir; bunun tersine, eğer yiyecek bolsa, ödül yüksek olacaktır. Bütün bunlar, bir piyasa durumunun sonuçlarıdır; çalışmanın kendi, harcanan saatler, zahmet ve yorgunluk her halü kârda aynıdır; ve bu birimlerden ne kadar fazla gerekirse, ürünler o kadar maliyetli olacaktır. "Eşit emek miktarları, çalışan için her zaman aynıdır."⁵ ⁵Adam Smith, Recherches sur la Richesse des Nations, Fr. Çev., Paris, 1843
Sayfa 315 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
Dünyada var olan bütün şeylerin arasında, merkantilizmin "zenginlik" diyebileceği hangileridir? Temsil edilebilir olduklarından ötürü, bir de arzulanır nesne olanların hepsi. Yani, "ihtiyaç veya yarar veya zevk veya nedret" tarafından damgalanmış olanları.¹² Oysa, sikke imal etmeye (ancak bazı bölgelerde geçerli olanları değil de, dış ticarette kullanılanları) yarayan madenlerin zenginliklerin içinde yer aldıkları söylenebilir mi? Altın ve gümüş, yarardan yana pek nasipli değillerdir —"evin ihtiyaçlarında ne kadar kullanılıyorlarsa, o kadar yararlıdırlar"— ve ne kadar kıt olsalar da, miktarları bu kullanımlar için talep edilenleri aşmaktadır. Eğer aranıyorlarsa, eğer insanlar hep onun kıtlığını çekiyorlarsa, eğer madenler buluyorlar ve ondan elde etmek için savaşıyorlarsa bunun nedeni, altın ve gümüş para basmanın onlara, bu madenlerin kendiliklerinden sahip olmadıkları bir yarar ve nedret sağlamasıdır. "Para değerini, onu meydana getiren madenden değil de, Hükümdarın damgası veya imgesi olan biçimden alır,"¹³ Altın, para olduğu için değerlidir. Tersi doğru değildir. ¹²Scipion de Grammont, Le Denier Royal, Traité Turieux de l'or et de l'argent, s.48, Paris, 1620.
Sayfa 254 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
Reklam
Eğer doğa şeylerin tabanında, bütün temsillerden önce sürekli olmasaydı, konuşmak mümkün olamazdı, en küçük bir 'ad' için bile yer bulunamazdı.
Sayfa 236 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
Bizim cinsler ve sınıflar halinde yaptığımız dağıtımlar, "tamamen adsal"dırlar, "ihtiyaçlarımıza ve bilgilerimizin sınırlarına ilişkin araçlar"dan başka bir şeyi temsil etmemektedirler.⁴⁰ ⁴⁰Ch Bonnet, Contemplation de la Nature, c. IV, I. Böl., Toplu Eserler, s. 35-36
Sayfa 218 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
"tüm karanlık benzerlikler, ancak sanatın utancı olarak devreye sokulmuşlardır." Linné, Philosophie Botaniaqe, s. 299.
Sayfa 199 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
Eğer her şey mutlak çeşitlilik olsaydı, düşünce özelliklere bağlanırdı ve tıpkı Condillac'ın heykeli gibi, hatırlamaya ve karşılaştırmaya başlamadan önce, kendini mutlak çeşitliliğe ve mutlak tekdüzeliğe teslim ederdi. Ne bellek, ne mümkün hayal gücü ne de buna bağlı olarak düşünce olurdu. Ve şeyleri birbirleriyle karşılaştırmak, özdeş çizgilerini tanımlamak ve bir cins ad oluşturmak olanaksız olurdu. Dil olmazdı. Eğer dil varsa, bunun nedeni, özdeşliklerin ve farklılıkların altında, doğal sürekliliklerin, benzerliklerin, tekrarların, kesişmelerin tabanının bulunmasıdır.
Sayfa 185 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
"dilin ve yazının keyfi işaretleri, insanlara fikirlerinin sahipliğinden emin olma ve onları her yüzyıldaki keşiflerle sürekli artan bir mirasmışçasına, başkalarına aktarma olanağı verir; ve insan türü, ta ortaya çıktığı ândan itibaren, bir filozofa, tıpkı bir birey gibi çocukluk ve gelişme dönemleri olan koskoca bir bütün olarak gözükmektedir."⁹³ Dil, zamanın sürekli kopukluğuna mekânın sürekliliğini verir ve dil, temsili çözümlediği, eklemleştirdiği ve bölümlere ayırdığı ölçüde, şeylerin bilgisini zaman boyunca birbirine bağlama gücüne sahiptir. Mekânın karışık tekdüzeliği dille birlikte parçalanır, bu arada ardışıklıkların çeşitliliği birleşir. ⁹³Turgot, Tableau des Prpgrés Successifs de L'Esprit Humain, 1750, Oeuvres. s. 215,
Sayfa 177 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
Reklam
İşaretini alabildiğimiz temsil kadardır ancak zihin sözümüz.
Dil, temsil dışa yöneldiğinde değil de, üzerinde anlaşmaya varılmış bir şekilde, bir işareti kendinden koparıp, kendini ona temsil ettirdiğinde vardır. Demek ki insan, bütün çevresinde, tıpkı her biri keşfedilmesi gereken sessiz sözler gibi olan ve yeniden duyulabilir hale getirilmeyi bekliyormuş gibi duran işaretleri konuşan özne olarak ve çoktan oluşmuş bir dilin içinde keşfetmemektedir; çünkü temsil kendine işaretler vermekte, kelimeler doğabilmekte ve onlarla birlikte, sesli işaretlerin nihai örgütlenmesinden başka bir şey olmayan bütün bir dil ortaya çıkmaktadır.
Sayfa 166 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
Varlığı belirtme biçimi olmadan dil olmaz; ama dil olmadan da, onun bir parçasından ibaret olan 'olmak' fiili olmaz. Bu basit kelime, dil içinde temsil edilen varlıktır, ama aynı zamanda dilin temsili varlığıdır da —bu, onun söylediği şeyi iddia etmesine olanak vererek, onu hata veya doğru yapabilir kılmaktadır—. Bu açıdan, işaret ettiklerine uygun, sadık, uyarlanmış olabilen, ama asla doğru veya yanlış olmayan diğer bütün işaretlerden farklıdır. Dil, işaretler sistemiyle işaret edilenin varlığı arasında köprü kuran bir kelimenin bu benzersiz gücü sayesinde, tepeden tırnağa 'söylem'dir.
Sayfa 151 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]
Kelimeler, kaba bölümlenmeleri içinde, bilimin algılamayla ve imgelerin yansıtılmasıyla bitiştiği şu ortadan geçen hat boyunca dağıtılmışlardır. Düşünülen şey, onların hakkında bilinen şey haline gelmekte ve buna karşılık, bilinen şey de, her gün kendinde temsil edilen şey haline gelmektedir.
Sayfa 141 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
Mükemmel olmayan bilgi olan diller, bu bilginin mükemmelleşmesinin sadık belleğidir. Diller hataya sürüklemekte, ama öğrenilmiş olanı kaydetmektedirler. Düzensiz düzenleri içinde, yanlış fikirlerin doğmasına neden olmakta, ama doğru fikirler onlara, rastlantının tek başına kuramayacağı bir düzenin silinmez işaretini vurmaktadırlar. Uygarlıkların ve halkların bize düşüncelerinin anıtları olarak bıraktıkları şeyler, metinlerden çok, kelime hazneleri ve sentakslar; söylemiş oldukları sözlerden çok, bunları mümkün kılmış olan şeydir, dillerin adım adım sonuca gidebilmeleri.
Sayfa 140 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
"İnsan, doğası gereği hep en yakın ve en baskıcı sonuca yönelmektedir. Önce ihtiyaçlarını, sonra zevklerini düşünmektedir. Tarım, tıp, savaş, uygulamalı siyasetle, sonra şiir ve sanatlarla uğraşmakta ve felsefeyi en son düşünmektedir; ve kendi üzerine geri döndüğünde ve düşünmeye başladığında, yargılama eylemine kurallar koymaktadır, bu mantıktır; söylemlerine koyduğu kurallar gramer, arzularına ise ahlaktır. Bunları yapınca kendini teorinin zirvesinde hissetmektedir" Destutt de Tracy, Elements D'ldiologie, s. 2, c. I, önsöz.
Sayfa 137 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
3.445 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.