Ataköy’deki lüks sitenin bahçesine kuyu kazılıyor.. Temmuz sıcağında çalışan işçiler de çamur içinde.. Çalışmayı seyrediyoruz.. Oradan geçmekte olan bir genç adam, kalabalığa yöneldi.. Başını uzattı, baktı.. Sonra da hiçbir şey demeden çekilip gitti..
İşçilerden biri, “Bu adam kim yahu?” deyince, ablamız cevapladı:
- O konsolosun oğludur. Dört dili, ana dili gibi bilir.
Bu açıklama üzerine, şu çok anlamlı sözü söyledİ:
- İsterse yüz dil bilsin. Adam bir dilden bile merhaba demedi..