Hodgson her bakımdan sıradışı bir insandı. 1950'lerin sonunda Chicago Üniversitesi'nin Bohem havasında bile bedensel zevklerden uzak duran kişiliği, katı vejeteryanlık ve sola yakın görüşleriyle tanındı. Kılı kırk yaran ayrıntı düşkünlüğü, inanılmaz hırsı ve aptallara tahammül edememe özelliği onu çoğu kez diğer meslektaşları arasında çekilmez biri yaptı. Bu kişiliği yüzünden arkasında kendini takip edecek çok az kimse bıraktığı söylenir.