Sevgili Dost;
Sonbahar için hüzün ve ayrılıklar mevsimi derler. Çiçeklerin solduğu,yeşil yaprakların sararıp dallarından koparak ayrıldığı,parlak,mavi gök yüzünün bulutlarla kaplandığı, yağmurla beraber havaların soğuduğu mevsimdir Sonbahar. Hatta cami minarelerinde selâların sık sık okunduğu, insanların ebediyete göçtüğü mevsim de denir Sonbahar'a..İşte bir Sonbahar mevsimi daha yaşıyoruz. Gökyüzü de eskisi kadar mavi ve parlak değil, kuş sesleri de azaldı.
Aylardan Kasım, hüzün mevsimi olan sonbahar geldi kapımıza dayandı. Yeryüzü vedalara sahne olacak,yapraklar ağaçların dallarından kendini bırakacak, farklı ayrılıklara şahit olacağız belki, kimi bizi derinden sarsacak kimi kavuşmamızın başlangıcı olduğu için mutlu edecek. Çünkü ağaç yine yapraklarına kavuşacak. Hem de öyle bir kavuşacak ki çiçekler açacak dallarında, dallar meyve verecek...
Dünyada ayrılıklar yaşandı. Yapraklar ayrıldığı için ağaçtan üzülmedi, ama insan sevdiklerinden ayrıldığı için üzüldü. hüzün, ayrılığını kurarken sahibine uykusuzluk ve canını sızlatan özlem bıraktı. Yaprak yerlerde solmaya yüz tutarken insan soldu...
Sevgili Dost;
Kanayan bir yara oldu ayrılık. Eşini, nişanlısını, evlâdını kaybeden kadınların ayrılık ve gözyaşları yetmedi acıya. Sevdiklerini görememenin, onlara yaklaşamamanın acısını yaşadılar... Mektup beklediler sevdiklerinden. Gözler yolları gözlemekten yorgun düştü. Ayrılık, acı gerçeğin ta kendisiydi. Yüreğe yüktü...
Hayatın şartları zorlar ayrılığa, elimizde olmadan ayrılmak zorundayız. Hayatın şartlarının ayrılığı kaçınılmaz... Acısı günlerce, aylarca hatta senelerce bitmez. Ayrılık acısı, derinleştikçe derinleşir. Yarası kabuk bağlamaz, azdıkça azar.Sevdiklerimden ayrılışım, beni derinden etkiler...
Ayrılığın sızısı düğümlenir yüreklerde.Etrafınızdaki kalabalıklar asla sizi görmezler. Sizin yüzünüze gülen, iyi gün dostları sizi bir başınıza bırakırlar. Ümidiniz, yavaş yavaş tükenir. Hiçbir şeyi duymadan ve hissetmeden yaşamaya başlarsınız. Konuşan, gezen, yürüyen,dokunan siz değilsinizdir sanki...
Sevgili Dost;
hüzünlenirim bu mevsimde ben. Bazı yakınlarımı, dostlarımı bu mevsimde kaybettim.Ve 'Belki ben bu mevsimde öleceğim ' diye düşünürüm bazen. Ölüm aklıma geldikçe de soğuk bir ürperti kaplar içimi. Ve o zaman Ümit Yaşar'ın şu dizeleri gelir aklıma;
Ne kötü bir dünya bu;
sevgisiz, acımasız
Yaşarken dolu dizgin,
ölüvermek apansız
Sen, en güzel yerinde
olsan bile yaşamın
Alırlar, götürürler bir
yerlere zamansız
Bütün o sevdiklerin,
dostların, yakınların
Koyup giderler seni
orada yapayalnız.
Sevgili Dost;
Niye yazdım ben bunları bilmiyorum. Demek ki Sonbaharın gelmesiyle hüzün çökmüş üzerime...