Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

240 syf.
·
Puan vermedi
Bir sınıf öğretmeni olan Ahmet Naç'ın deneyimlerini aktardığı, basit kurguyla işlemeye çalıştığı bu romanda inanılmaz bağlantı kopuklukları var. Bundan yıllar evvel üniversite 2.sınıftayken tanışmıştım Ahmet Naç'la bir Youtube videosuyla. Elindeki boya fırçasını "dikkat çekmek için kullanılan materyal"i oldukça hoş bulmuş, meselenin arka planını da öğrenmiştim; sınıfını kendi imkanlarıyla boyayıp tasarımlarıyla marangozluk zanaatı ve kimi sanatsal çalışmalarla bulutlar, rengarenk tüller; müzik, kitap köşesi ve şövaleleriyle dolu bir sınıf sunmuştu çocuklarına. Sınıfa girdikçe insanın içi açılıyordur eminim. Daha videoda dahi görünce kocaman bir tebessüm yerleşmişti yüzüme. Çocukların sevinçleri sınıftaki bulutlara binmiş, gökyüzüne uçmuştur. Sınıftan koca bir dünyaya işte böyle yayılmıştır bu haber de. Elindeki boya fırçasıyla kendisini Mustafa karakterinde anlatan Ahmet Öğretmen, Mustafa Kemal'e gönderme yaparcasına bilhassa Peygamberimiz (s.a.v.)in de ismi olan Mustafa'yı seçmiş. Çok ince bir gönderme yapmaya çalışsa da dini bilgiler noktasında çok zayıf olan ve kibriyle göz yoran, kalp sıkıştıran bir yerden sonra kendimi sorgulamama, sözlerimi ince ayar terazide "vicdanımda" tartmaya vesile olmuş sözler etti. İnanılmaz irite eden bir dil kullanmış. Haber olan programını ve TedX konuşmasını afişe ettiği kendisini sürekli övüp durduğu bu kitaptan aldığım kimi öğütleri de kendi zihin süzgecimden geçirerek uygulamaya hemen başladım. Çocukların eleştirel düşünmesine, kitap kritiği yapmasına; özgün resimler çizmesine, özgün yazılar yazmasına; kendilerini düzgün ve nazik biçimde ifade etmelerine; sorunlarını kendi başına çözmelerine çok dikkat eden bir sınıf öğretmeni olarak dersime çalıştım. Kitabı sınıf öğretmeninin birkaç günde edineceği kısa bilgi broşürü olarak kabul ediyorum. Tefsir ve mealin aynı olduğunu zanneden, Fatiha suresinin aynı zamanda ayetlerden müteşekkil olduğunu bilmeyen; Elmalılı Hamdi Yazır hakkında eksik bilgiler veren biri dahi olsa da Atatürk'ü dövmelerle anan, Atatürk'ü anlatırken "O'nu" şeklinde yazmasıyla ilahlaştıran; inancını bilhassa İslam'ı pespaye bir biçimde anlatmasıyla da antipatimi kazanmıştır. Ayrıca "çok okumak önemli değil" diyen birinin yalnız sıradan bir okur olması gerekir; bir öğretmen asla az okumamalı; çok ve nitelikli okumalı. Hele ki bir öğretmen kitap yazıyorsa o kitap her manada şumüllü olmalıdır. Bu kadar yavan olması; roman olarak dahi kabul edilemeyecek düzeyde olması yenilir yutulur cinsten olmamalı kendisi için. Kibir, enaniyet ne çirkin şeymiş Ahmet Öğretmenim... İnsan, kendisine ayna olamıyor; "öyle miyim?" terazisine dökünce kal ve hali anlıyormuş. Çok eksik, çok yavan az okumuş bir öğretmenin "hep okuyun" önerisini barındıran bir kitap. Ben bu kitapla birlikte onu gözümde yüceltmekten kurtuldum. Hüsn-ü zanlarımı yıkan gerçeklerle tanıştıran ve kendime inanmamı sağlayan bir yan buldum. Ayrıca o küfürler neydi öyle? Ne terbiyesiz, ne insanlıktan uzak bir hareket. Atatürk çocuğuymuş! Yersen.
Gölge
GölgeAhmet Naç · Doğan Kitap · 20181,196 okunma
··1 alıntı·
544 görüntüleme
Derin Özkan okurunun profil resmi
hocam yeni başladım kitaba ama kesinlikle benzer düşünceler içindeyim. kitabın sonunu getirebilecek miyim emin değilim. nasıl bitirdiğine dair bilgi verebilirsen çok mutlu olurum
nosthalgia okurunun profil resmi
kitabın sonunu hatırlamıyorum epey zaman geçtiği için, ancak devam etmende fayda görüyorum çünkü çocuğun merakı nasıl diri tutulur, aslında akademik gelişimi için zor olsa da nasıl üst seviye konuları kolayca öğrenirin ipuçları da yer alıyordu. denedim, garip ama çalışıyor.
Neslihan Keçeler okurunun profil resmi
Bende benzer düşünceler içindeyim. Bitirip bitirmemekte kararsiz kalmistim ki yorumunuza denk geldim. Tesekkur ederim yorumlariniz icin.
nosthalgia okurunun profil resmi
ben de vakit ayırdığınız için teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.