Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

O akşam son durağa iki durak kala değişik bir şey oldu. Her zamankinden farklı olarak tek kalmadım otobüste. Biri daha vardı. Kızıl saçlı kız. Paltosunun yakasından dökülen saçlarını eliyle topladı ve çantasından çıkarttığı tokayla saçını atkuyruğu yaptı. Arkadan görüyordum, aramızda dört koltuk vardı. Ineceğim durağa geldim, inmek için yerimden kalktım ve otobüs şoförüyle dikiz aynasında göz göze geldim. Düğmeye basmak için kapıya gittim. Sonra kızın benden sonra otobüste yalnız kalacağı aklıma geldi. Muhtemelen bir sonraki durakta ya da kesinlikle son durakta inecekti. Ama o zamana kadar şoförle yalnız kalacaktı. Zeynep ve Elif aklıma geldi. Ikisi de bu kız gibi öğrenciydi başka şehirlerde. Böyle otobüsle okula gidip geliyorlardı. Her telefonda tembihliyordum, “Geç saate kadar dışarda kalmayın, hava kararmadan eve gidin, otobüste, dolmuşta tek kalırsamz, durağa gelmeden inin, başka otobüse binin” diye. Bu haberler, gazeteler paranoyak yapmıştı hepimizi. Sonuçta şoför de ekmeğinin peşinde. O da aile babası, o da ahlaklı, namuslu, delikanlı adam ama yine de abiyim ben. İçine bir kurt düşünce duramıyor insan. Kıyamıyorum kızlara, sade bizim kızlara değil, hiçbirine kıyamıyorum. Otobüs şoförüne tekrar baktim, adam normal görünüyordu ama sanki gözü de göz değildi. Otuz yaşında falan ya var ya yok; genç. Kız ondan daha da genç, üstelik güzel. Yani kesinlikle o gözle bakmıyorum, kardeşim yerindedir ama Allah için kız güzel. Butona basmadım ama şoför otobüsü durdurdu beni ayakta görünce. Zaten her akşam aynı durakta iniyordum. Öğretmendim evet ama okul çıkışı bir kitapçıda çalışıyor, saat onda kitapçı kapaninca, 22.45 otobüsüne biniyor ve aynı durakta iniyordum. Bu kez inmedim. Hemen oracığa oturuverdim. Şöför ters ters baktı ama bakarsa baksın. Butona basmamışım kardeşim, inecek var dememişim, müsait bir yerde de dememişim, sadece ayağa kalkmışım, sana mı dert, inmiyorum dedim içimden, kasıldım koltuğa. Bir sonraki durakta kız inerse ben de inecektim, inmedi, bekledim. Son durağa kadar ilk kez geliyordum. Otobüs şoförü otobüsü park etti ve kapıyı açtı. Beklememi gerektirecek bir şey yoktu, indim. Kız da arkamdan indi. İnince bekleyemedim, beklerdim aslında ama inmişsin otobüsten niye bekleyeceksin? Kıza baktım çok yavaş yürüyor ama yürüyor, ben de otobüsün aksi istikametinde yürüdüm, iki durak aşağıya doğru saldım kendimi. Geriye dönüp bakmadım. Kızı tedirgin etmek istemedim. Yoksa evine kadar takip edebilir, eve girdiğinden emin olunca dönebilirdim. Bir şey olmazdı artık zaten, sokakta evler var, kız bir bağırsa illa birileri çıkar; zaten yolda tekel bayii de var, onu gördüm, gece on ikiye kadar açıktır onlar. En kötü kızın sesine o çıkar, kurtarırdı kızı. Mühim olan otobüsten inmesi kızm. Sonrasında her kadın savunabilirdi kendini ama otobüste tek kalırsan adamın elindesin, sürüverse otobüsü başka yere, bitti. Bin çeşit insan var. Belki de iyi bir adam ama yine de ne bileyim, Allah affetsin. En iyisini yaptım diye düşündüm. Benim de kız kardeşlerim var, ne olur ne olmaz. 0 iki durağı yürümem yarım saatimi aldı. Hava soğuktu, kabanıma sıkıca sarındım, atkımı boynuma sardım. Yol yokuş aşağıya iniyordu, hızlı hızlı yürüyünce biraz daha ısındım. Eve girdiğimde saat on ikiydi. Sabah altıda kalkacak ve derse gidecektim. Bu düzen iki senedir böyleydi ve iki sene daha devam edecekti.
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.