İçeriği kadar dili de sınırları zorlayan bir kitap. Yıllar yıllar önce Kar kitabını okumuştum Orhan Pamuk'un. Hatırladığım kadarıyla da sevmemiştim. Sonra da dönüp bakmadım. Çok sonraları da araya malum 'Nobel' kazanma süreci ve yurt dışında başarı kazanan her vatandaşımız gibi, yurt içinde aşağılanma, vatan haini ilan edilme süreçleri yaşandı. E tabi ben zaten sevmemiştim kitaplarını, kesin hak etmediği bir ödülü almıştı.
İnsan değişmeli. Daha önce 'beğenmediğim' dediği şeylere bir daha bakmalı. 'İnanmıyorum' dediği düşüncüleri tekrar incelemeli. 'Okumam' dediklerini okumalı, 'dinlemem' dediklerini dinlemeli. İnsan değişmeli, değişebilmeli. Yoksa yaşadığımız günün ne anlamı var ki. 'Dünü bugüne eşit olan ziyandadır' sözünü böyle mi anlamalı acaba?
Neyse.. sonuç... Orhan Pamuk'un diğer kitaplarını da zaman içinde okumaya karar vermemi sağlayacak kadar güzel, dili, biçimi ve bir bütün olarak düşünüldüğünde hikayesi ile değerli bir kitap.
İnsanın kendisi olması mümkün müdür? Hiç kimseye benzemeden kendisi olması. Okuduklarından etkilenmeden, ailesinden etkilenmeden, kimseden etkilenmeden. Yoksa bugün ben diye ortada dolaşan şey, onlarca insan, yüzlerce kitap, binlerce şarkının karşımı bir şey mi? Ben olmak mümkün mü?
Cevap aramak, cevap bulmak farklı bir şey. Soru sormayı öğrenelim önce...