Herkes bilir şiirlerin konusunu; tedirginlik, keder, dayanıklılık, umut, sevgi ve aşk. Tabi inceleyeceğim şiirlerini, bunu yapmak benim için onur verici.
Çok değerli şairimizin yaşamının son yıllarında -59- yılından sonrasında kaleme aldığı şiirlerinin, yazılış sırasına göre sıralandığı kitap. Bu dönemdeki şiirleri daha çok siyaset üzerine.
Güneye götürmeyin beni,
ölmek istemiyorum...
Ölmek istemiyorum,
Kuzeye götürmeyin beni...
Batıya götürmeyin beni,
ölmek istemiyorum...
Ölmek istemiyorum,
Doğuya götürmeyin beni...
Bırakmayın beni burda,
götürün bir yerlere.
Ölmek istemiyorum,
ölmek istemiyorum.
Tedirginlik bir kararsızlıkla katmerleşir, bir coşkuyla ve içten atılmaz bir kederle süslenir. Bu tedirginlik bütün yaşamı boyunca izlemiştir Nâzım’ı.
Sesini duydum mu, dünyayı unutuyorum
içimde acısı bensizliğinin
içimde yalnızlığın
Kederlidir ama kötümser değildir şair. En acı anlarında sevdiklerini gözlerinin önüne getirebilir ve şiirlerine oturtabilir. Kötümser değildir ama duyguludur. Şiirlerinde duygular önemli bir yer alır. Duygulara yer ayırmadığı şiirlerini çıplak ve boş sayar.
Atom ölümüdür adı,
karanlıkta bağırıyor.
büyük bir birlik kuralım,
canavarı susturalım.
Atom bombasının getirdiği ölümlere karşı koyma isteği sezilir şairde.
Kitaptaki şiirlerin yazılış sırasına göre olduğunu belirtmiştim. Okurken 63 senesinden kaçmak istedim. Ama dayanılmaz son şöyle oldu:
Gelsene dedi bana
Kalsana dedi bana
Gülsene dedi bana
Ölsene dedi bana
Geldim
Kaldım
Güldüm
Öldüm
1963