"Kimsesiz çocuklar gibi oturuyorum pencerenin kenarında
yağan yağmur ıslatırken boş kaldırımları
ve terk edilmiş umutları belki biraz..
Yorgun kelimelerim üşüşüyor yine başıma..
soluk soluğa kalmış yalnızlığımın nefesi yine
yıllanmış tütün kokuyor..
Göçmen kuşlara imrenen bakışlarım
uzaklara meyilli ruhumla isyanlarda
Elinden gelse ateşe verecek zamanı
geçmesin artık diye..
gidip dönmeyenler hiç gitmesin
Ölüp de dirilmeyenler,
Hiç ölmesin diye..
Camın buğusunda bir kaç harf kalmış anlamsız
hangi yokluğun düşüydü bu boş duvardaki çığlıklar
İçimde bulamadığım kendim nerede kim bilir
Kaç parçam gömülü gecenin siyah şafağında
Satır aralarına açılmış taze mezarlarda keşkelerin cesetleri
Ve matemler kuğuların bakışlarında bir giz
bir kaç cinayet işlenmiş gibi sokağın başında
İllegal kalabalıklar içinde beyaz saçlı bir ama beni bekleyen
Kafeslerin soğuğunda üşüyen kuşlar mı yoksa papatyalar mı
Hangi aşka dokunsam dökülmüş yaprakları çoktan..
Bu idam mangası şarkıların kurbanı ben miyim yoksa,
Hüznüme tünemiş gibi maviden uçurtmalar..."
Elif