İlk incelemem, ilk deneyimim, sürç-i lisan ettiysem şimdiden affola...
Neler yazacağımı nerden başlayacağımı bilemiyorum.Okudukça yüreğime işleyen defalarca açıp okuyabileceğiniz ve her okuyuşunuzda gerçek yaşanmışlıklarla karşılaşacağınız bir Hikaye & Deneme olan Mor Melankoli.. Kitabı okuyan herkesin kendinden bir parça bulacağını düşünüyorum.
....
Gece olunca başlar duygular yoğunlaşmaya..Gece midir bizi hüzünlendiren yoksa gecenin yalnızlığı mıdır içimizde ki acıyı yüzümüze çarpan?
Her insanın bir acısı bir de o acıyı veren aşkı vardır.Aşk diyorum ama her gönüle giren aşk değildir galiba..
İnsanlar aslında en çok kendilerini kandırıyorlar “Seviyorum “diyerek.
Ama her seviyorum diyen başta kendine yalan söylemiş oluyor.Sonra ansızın bir sabah sessiz sedasız çekip gidiyor hayatından..Ne kadar sahte insanlar var dünyada dimi..
Hisler, duygular hep yalan.!
“Sahi nasıl gidiliyor anlatsana?”
Ah umutlar! Ah içimizdeki yangınlar!Sözlerin bittiği cümlelerin tükendiği zamanlarda geriye sadece umuttan çok uzak bir bekleyiş kalır.
Nasıl unutur insan, geçmişi?
Nasıl silip atar onca hatırayı?
En çok hatıralar yoruyor insanı.Unutmak istedikçe karşına çıkar hatıralar yüreğine umut eker tekrardan ama bilmez ki gidenlerin geri gelmediğini..
Zamanla özler geri gelir sanırsın çaresizce beklersin zamanın geçmesini ama zaman ne kadar geçsede giden gelmiyor geri..
Nasıl vazgeçtin seni böyle delice severken?
“Ölen hayvan imiş, âşıklar ölmez.”diyen Yunus Emre ne güzel ne doğru söylemiş dimi.Gerçekten gönülden seversen hiçbir aşk ölmez.Ölen,içinde ki hevestir.
Aşkıda bir heves uğruna kirleten vefasızlarla doldu dünyamız sanki..
Aşkı Öldürmek...
Aşk ölür müydü sahi?
Aşk ölmez ki.Nasıl öldürülür?Âşık istese bile aşk öldürülmez.
Korkuyorum, deyip aşktan vazgeçilmez..
Aşktan korkmak..
Günler gelir geçer sen sadece beklersin küçük bir umut kırıntısına tutunarak.
Böylece sürüp gider bekleyişlerin,zaman geçer,gün olur ay olur hatta yıl olur sen sadece beklersin...
Zamanla umudunda terk edip gider seni yerini umutsuzluğa bırakır.Alışırsın zamanla.Onsuz da yaşanacağını öğrenirsin, yaşadıkça.
Sonra anlarsın gelmeyecek ve olmayacak şeylere takılıp kaldıkça zamanını boşa harcadığını kendine kötülük yaptığını..
Bunca yaşanmışlığın sonunda yeni bir sayfa açmak mümkün müdür sizce?
Belki mümkün değildir ama açılan yaraları sarıp iyileştirmeye çalışmak mümkündür sanırım.
Gözden ırak gönülden de ırak olur derler..
Ara sıra hatırlarsın içinde ince bir sızı hissedersin sonra ağır ağır kaybolur gider.
Sevmekten,sevdalanmaktan tekrar aşkla yanmaktan kaçarsın sana göre değildir artık sevdalanmak, hayatını sevdaya adamak.Sevmek,âşık olmak,mutluluk hayalleri kurmak çok uzak bir ihtimal olur senin için.
Belki de mutluluk, çocuklukta kalmıştı...Kim bilir?
Zaten hep böyle değil miydi ? Birisi gelir sana aşkı, sevmeyi öğretir sonra yüreğini de söküp götürür.Bazen değmediğini anlarsın değer verdiğine üzülür kalırsın.
Yarım kalırsın tıpkı iki mısra yazarsın dörtlük olmaz ya, işte öyle kalırsın.
Acıların dili yoktur.Yaşanıp gider ve yaşadıkça öğrenir insan hayatı...
Her şey gelip geçer.Yeni hikayeler çıkartır hayat karşımıza.
...
Hoşça kal uzak hatıralarım,
Hoşça kal yarım bıraktığım,
Seni sevmek güzeldi,
Hoşça kal kalp yaralarım.
...
Beni derinden etkileyen bu kitaba düşüncelerimi de ekleyerek incelememi noktalıyorum.
İncelememi okuduğunuz için teşekkür ediyorum :)
Kesinlikle ama kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum sizinde kendi hayatınızdan parçalar bulacağınızı düşünüyorum.
Okuma aşkınız hiç bitmesin...