kitap demek hakaret olur sanırım. yaşadığı süre boyunca analiz ettiği olguları aktarmakla kalmamış, okuyucuya bir şey de dayatmamış olması müthiş. birden fazla kapı açık bırakarak adeta "ben size kapıları gösterdim, siz istediğinizden giriniz." der gibi. ayrıca kitabı iş bankası kültür yayınlarından okudum. daha sonra farklı yayınların çevirilerine de göz attım ancak "iyi ki sabahattin eyüboğlu çevirsinden okumuşum." dedim.