Kitabı nasıl kendi çapımda anlatabileceğimi bilemiyorum.Öncelikle bu yazarın okuduğum ikinci kitabı ilki Sarı Duvar Kağıdı'ydı.O ne kadar sevdiysem bunu da o kadar sevdim açıkcası.
Öncelikle sadece kadınlardan oluşan bir ülke hayal etmek benim için çok zor oldu.Yetişkin erkeklerin yoksunluğundan değil kesinlikle erkek çocuklarının eksikliğini nedense hayal edemedim.Bilmiyorum neden böyle hissettim ?Eğitimlerine, arkadaşlıklarına özellikle sevgi kavramlarına hayranlık duydum.Alt mesajlarına zaten bayıldım.Yoksa bu alt mesajlar hiç de alt değil mi ? Ana karakterlerin düşünce yapılarını anlamaya çalıştım.İtiraf etmek gerekirse bazen Terry ile aynı şeyleri düşünebildiğimi fark ettim.Sonunda utandım bu düşüncelerimden.Bir de şu çok büyük utancım oldu.Yazar bu kitabı 1915 yılında yazdı kadın erkek eşitsizliğini gerçek dünyada bu keşif için gelen erkekler aracılığıyla bize aktardı ve o zaman ile şimdiki zaman arasında biz bu eşitsizliği gidermek için ancak bebek adımları atabilmişiz onca yıldır.En büyük utancım buydu kitapta.
Konudan konuya atlamış hissimi kesmek için kısacası bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.Ama sindire sindire.