Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

85 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Yazarla tanışma kitabımdı.Eserin bende uyandırdığı olumsuz tınıya geçmeden evvel genel çerçevede okuyacaklar için değerlendireyim. Can Kırıkları bir öykü kitabı. Ülkemizde ve dünyada en çok okunan ve halka en çabuk ulaşan tür roman ve hemen ardından da öykü geliyor. Öykü kitabı okumanın roman okumaktan pekçok farkı var ama bence en mühimi iyi yazılmış bir öykü( hikaye) kitabını okuduktan sonra sizi duygudan duyguya, fikirden fikre sürükler yazar. Kitapta ne kadar öykü varsa o kadar da dünya kurduğundan daha çok ok fırlatır zihninize, daha çok ışık yakar gönlünüzde. Neyse meselemiz öykü ve roman ayrımı değil ama bu kitabın da öykü kitabı olması hasebiyle bu kadar uzattım mevzuyu. İşte tam da böyle bir beklentiyle okudum kitabı. Öncesinde buradaki incelemelerde, ekşi sözlükte bir iki yoruma bakınca da hepsinin ortak noktası: yalın ve alıcı bir anlatımı olmasıydı ve ben de buna katılarak incelememe başlayayım:) Evet eserin dili çok duru. Karşınızda arkadaşınız konuşuyormuş gibi hissediyorsunuz. Bir solukta öykülerin bitmesi de bundan. Elinize aldığınızda dost meclisinde dilbaz birinin sohbetine tanıklık ediyor hissi de etkileyici ve ama eserde beni rahatsız eden birkaç unsur bu akışkan dil övgüsünün önüne geçecektir muhtemelen. Kitapta yazar farklı temaları ele alıyor öykülerde. Ermeni sorunu, etnik farklılıklar, deprem vs gibi sosyal hayatta biraz da örtük olarak yaşanan ayrımları ve sorunları anlatmak istemiş ama bunları anlatmak isteyişini bize çok sezdirmiş. Şöyle ki kahramanımız mesela ilk öyküde Erzurumlu yaşlı bir Ermeni nine ve Ermeni oluşunun toplumdaki yansımasını anlatmak istemiş. Tarih kitaplarındaki Ermeni meselelerine yaklaşımdan tutun da , gavur ölüsü gibi ağır tabirindeki gavur kavramına kadar halkın gözünden azınlıklara yaklaşımı anlatmaya çalışmış. Görünüşte Bu anlatım fazla bir didaktik havaya bürünmese de biz okura şunu hissettiriyor: bakın ben bu meseleyi fark ettim ve şimdi size de fark ettireceğim. Her öyküde böyle bir gözümüze çaktırmadan gösterme var evet gözümüze sokma değil çaktırmadan gösterme. Halbuki mesela Mustafa Kutlu gibi öykücüler dertlerini çok daha örtük verdiğinden rahatsız etmiyor insanı. Öykü kitabı yazmak yerine bu mevzularda deneme, makale ve inceleme yazmak daha kolay olabilirdi yazarımız için. Anlatımın akıcılığı, saf bir çocuk üslubu belki de yazara böyle ödüller aldırmıştır. Gerçi bu kadar duru anlatımdan hoşlanmayan okur, daha edebi daha ağdalı üslubu seven kitle için bu övünç olmaktan çıkacaktır. Benim içinse dili, üslubu oldukça güzeldi ve tercih sebebimdi bu kitabı ancak gerek seçtiği konular gerekse konuları sanki madde madde sıralamış hissi uyandıran anlatımı rahatsız ediciydi. Başlangıçta dediğinim gibi yazarla tanışma kitabımdı ve bu tanışıklığımızın sıkı bir dostluğa döneceğini de sanmıyorum.
Can Kırıkları
Can KırıklarıKarin Karakaşlı · Doğan Kitap · 2002235 okunma
·
99 görüntüleme
S. Ali okurunun profil resmi
"Kitapta ne kadar öykü varsa o kadar da dünya kurduğundan daha çok ok fırlatır zihninize, daha çok ışık yakar gönlünüzde. " çok doğru.... eline sağlık, güzel inceleme olmuş...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.