"...Hayatı neden içinde anlamı olan, iz bırakan, içimize dokunan şeyler yaşanamayacak bir hale getirdik? Bunu neden yaptık? Neden razı olduk bu çözülmeye? Ve neden hâlâ seyirciyiz her şeyin bu kadar içsiz, içeriksiz, anlamsız, ezbere geçip gitmesine? Bu boşu boşunalığı örtmek için hayatımızın her tarafına takıp takıştırdığımız bütün o süslemeler, bütün o makyaj, bütün o asılsız şaşaa, her şeyi daha da acınası bir hale getirmiyor mu? Bir yerde durup düşünmeyecek miyiz hiç? Anlamı aramak, yaşamaya değer bir şeyler yaşamak, sonrasında hatırlamaya değecek bir şeyler biriktirmek için hiçbir şey yapmayacak mıyız gerçekten?.."
G. Özcan