Kitabın ilk sayfasında karşınıza şöyle bir cümle çıkıyor: "İyi ki kitaplar var..."
İyi ki diyorum bende iyi ki!
"Cam Irmağı Taş Gemi koydum bu kitabın adını bütün itirazlara kulaklarımı tıkayarak. Değil mi ki kimi taş gemi oldum cam ırmakların üzerinde yüzmeye kalkıştım; kimi cam ırmak oldum taş gemilerin bağrımda yüzmesine alıştım. Ama her halde de sadece cam ırmağın değil taş geminin de kırıldığına tanığım."
Kitaba ismini veren öyküden bir bölümle başlamak istedim yazıma. Yazarın kitaba neden bu ismi koyduğunu anlamak için. Nazan Bekiroğlu'nun Cam Irmağı Taş Gemi kitabı 5 hikayeden oluşuyor:
Be
Kül Rengi Küçük Kuş İle Beyaz Mermer Şehir
Mavi Gül Dalı
Cam Irmağı Taş Gemi
Zeyl: Nihade'nin Beşinci Defteri
Gülibrişim Tazarrusu (Tazarru Tanrı'ya yakarmak anlamına geldiği için onu hikaye olarak almak istemedim.)
Bu hikayeler farklı farklı hikayeler olarak görünse de aslında birbiriyle bağlantılı olarak ilerliyor. Bir hikayede dikkat etmediğiniz küçük bir detayı diğer hikayede ayrıntılı bir biçimde okuyabiliyorsunuz. Bir varmış bir yokmuş ile başlayan annelerin çocuklarına gece uyurken anlattığı öykülerin Nazan Bekiroğlu ile buluşması olarak adlandırıyorum bu kitabı. Kendine bir has anlatımı var. Olayların bir çırpıda verilmesini isteyenler bu kitapta biraz zorlanabilir.