Kitabın ismini aldığı bu uzun öyküde Mccullers öyküsünün ilk cümlesiyle, Terimin tam anlamıyla yeraltı edebiyatına giriş yapıyor. Öyle ki “kasaba iç sıkıcıdır” cümlesiyle başlayan ve devam eden sayfalarda öyle bir kasvetli hava çiziliyor ki şahsım ilk iki sayfayı okuduktan sonra bir dinlenme ihtiyacı hissetti.
Burada bahsedilen karakterlerde bir aşk arayışından çok toplumun belirli uzak karakterlerinin (spoiler) kambur, baş karakter ve kocası- sevgi ihtiyacından doğan bir üçleme -trium- söz konusu. Nitekim kambur, hem bu özelliğiyle hem de çirkin olmasıyla fiziksel olarak toplumun dışında bir karakter olarak resmedilmiş, baş karakter, yine fiziksel anlamında 182 cm boyuyla kaslı ve yapılı bir kadın olmasıyla düşünülen ortalama bir kadın ölçülerinin dışında kalmasıyla resmedilmiş bunun yanında manevi olarak da insanlarla ilişkisinin minimum tutan bir görüntü sergilemiş, kocası ise, tam tersine fiziksel olarak mükemmel bir görünüşte olup psikolojik ve manevi özellikler bakımından toplumun dışına itilmiştir.
Burada baktığınızda karakterler açısından bir karşıtlık, ayrıklık -dichotomy- beliriyor. Bu yönüyle mccullers hiç bir insanın tam anlamıyla mükemmel olamayacağını bizlere anlatmak istiyor sanki, nitekim dünyada iyi ya da kötü şeyler yoktur, olaylara verdiğimiz anlamlara göre her şey değer kazanır düşüncesinin vurgulandığını görüyoruz.