Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

362 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
1961 yapımı Tiffany’de Kahvaltı filminde, mücevher mağazasının vitrininden yansıyan görüntüsüne aşık olmadıysanız o kadının, burada size ayrılan sürenin sonuna geldik diyor ve İzmir marşı ile uğurluyoruz sizi, şu fakir incelememizden… Aslında kitap “Holly” hakkında değil Audrey diye bir kadın hakkında. Ben Holly’e ulaşabilmek için bu kitabı kullandım. Bu sayede “aşık olduğum kadını canlandıran kadın” hakkında da bir şeyler öğrendim. Ancak kitap içinde tek bir sözle gezindim: Rahmetli Audrey, zerre kadar umurumda değilsin bana Holly gerek, Holly… Audrey fanidir ama Holly öyle midir? O hep 1961’de, hep 20’li yaşlardadır. Aşık olanın gözü bir başka “Leyla”ya kör olsa da Audrey’e de saygısızlık etmeyelim di mi ama. Anne Frank ile aynı yıllarda, aynı ülkede Nazi işgalini yaşayıp hayata tutunabilmiş biri. Kitap boyunca “Anam beni hiç sevmedi, Baba mı? O da ne” serzenişini ile; kolejde okuyup da, çıkardığı kasedin satışını arttırmak için, acıların kızı pozlarına giren yeni yetme popçu triplerine mi giriyor bu hatun diye en fesadından düşüncelere girmeye ramak kala bir şeyi hatırlıyoruz ve rahmetliye “ Saygılar şelale ablamm” diyoruz. Hollywood’da Adnan Aktar’ın ABD şubelerinin kol gezdiği bir dönemde; erkeklerin muzır fantezilerinde başrolü paylaşmak yerine, kaynanaların gelin istiharelerine yattıkları zaman rüyalarında gördükleri kadar “hanımhanımcık” imajına kariyeri boyunca sımsıkı sarılsa da ; çıtı pıtı vucuduyla yani koca bir kıç veya koca koca memeler olmadan kendini kabul ettirmeyi başarmakla kalmayıp, star olabilmek her babayiğidin harcı değildir.
Zarafet
ZarafetDonald Spoto · Artemis Yayınları · 2017211 okunma
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.