Bir feminist olarak bu kitaba özel bir sempatim oldu. Ben de zaman zaman, sırf kadınlardan oluşan bir ülke nasıl olurdu, diye düşünüyordum. Çıkarımlarım aşağı yukarı bu romandakiler gibiydi. Kesinlikle çok medeni, adil, barışçıl ve kültürlü bir yer hayal etmiştim. Kadınlar Ülkesi'nde de yazarımız böyle bir öngörüde bulunmuş. Özellikle anaçlığı ön plana çıkartmış. Eşsiz üreyebilmeleri dışında harikulade bir sosyolojik kurgu olmuş bu roman. Fanatik bir feminizmden ziyade, akılcı ve doğru analizler gördüm doğrusu. Hatta kitap bittiğinde, yaşadığımız dünyaya Erkekler Ülkesi diyebileceğimize karar verdim. Kaba, barbar, düşmancıl bir gezegendeyiz zira.