Diren SuriyeGazeteci, yazar Hüsnü Mahalli ile yapılan uzun söyleşilerin kitap haline getirilmesini okuyoruz. Orhan Gökdemir ile
yapılan bu uzun söyleşi iyi ki yapılmış diyebilirim. Epey bilgilendik ikisine de teşekkür ederim. İçindekiler kısmında içerikten bahsediyor ve hangi sayfada hangi konuların işlendiği daha kolay bulunabilir. Bu sayede aranan, istenen konuya doğrudan gidilebilir.
Hüsnü Mahalli bize yabancı gelmeyen kavramlarla durumu anlatıyor. Acıların da ne kadar ortak olduğunu gözlerimizin önüne seriyor. İşbirliği, kiminle İngilizlerle, Fransızlarla. Ne için? Kral olmak ülkeyi yönetmek adına. Vatandaşın sadece
biatçı olmasını isteyen ama kendilerinin kral (aynen İngiliz İmparatorluğu gibi) olup emirler verdirecekleri bir sistem arzusunda olan yönetici elitin sonra nasıl da birer piyon olduklarını okuyoruz. Suriye tarihinde kesitler sunuyor. Suriye devleti, Alevilik, Nusayrilik, dini, siyasi yapılar, kuruluş, kurucu unsurlar gibi çok çeşitli bilgileri bize anlatıyor.
Suriye'nin kültürünü, yaşayışını, dinlerini, mezheplerini, coğrafyayı bize anlatıyor. Ama sadece Suriye'de yok. Olmazsa
olmaz Mısır'ı da anlatır. Mısır'ı anlatırken bizlerin bilmediği (yani çoğunluğumuzun diyelim diye düşünüyorum) bir şeyden
bahseder: "Mısırlıların bazıları biz, Arap değiliz, firavunun sülalesinden geliyoruz" cümlesiyle konuşur diyerek, farklı bir
pencere de açar. Mısır'da yerleşik Hıristiyan yani Kıptilerden de bahseder.
Hüsnü Mahalli bize Suriye'nin kodlarını anlatıyor ve buradan hareketle de coğrafyaya dolaylı yerleşmeye çalışan işgalcilerin
yapmaya çalıştıkları kötülüğün tarihini de anlatır. Bu coğrafyada halkların bir arada yaşamaması için emperyalist devlet ve onların işbirlikçileri olan yerel unsurların toplumları nasıl ayrıştırdıklarından da bahseder.
Suriye-İran ilişkilerine bakıyoruz. Arap Suriye'sinin Saddamlı Arap Irak'ı desteklemek yerine anti-emperyalist Acem İran'ı
desteklemesinin kodlarını da okuyoruz. İran-Irak savaşında başta Suudi Arabistan olmak üzere çoğu Arap devletlerinin ABD'nin istekleri doğrultusunda İran'a dolaylı saldırmasını ve 8 yıl sürdürülen savaşın içinde Suriye-İran ilişkilerine de değiniyor. Niçin şu an Suriye-İran işbirliği ve dostluğu var bunu da öğreniyoruz.
Hüsnü Mahalli bize ütopya ya da distopya ya da uzay geometrisi anlatmıyor. Bu coğrafya içinde yaşanan ama yeri geldiğinde kaypak siyasetin durumunu gözler önüne seriyor. Ama o kaypaklıklar yüzünden ölenlerin hesabı kime sorulacak ? O da bilinmez....
Kitap sizi sıkmadan içine çekiyor. Okudukça bir heyecan içinde ne olacak ne olacak diye sayfaları çevirmeye sabırsızlanıp, size
dinlenme payı bırakmıyor. Sonra vay be! neler neler var diyerek yeni yeni şeyler öğrenmemizi sağlıyor.
Suriye, Türkiye, Rusya, ABD, Mısır, Lübnan, Ürdün yani bu coğrafyanın iç içe geçmiş tarihinden bilgileri bize aktarıyor.
Bir gazeteci gözüyle, zaman tünelinde belli olay ve tarihlere gidilip yarına daha sağlıklı bakılmasını amaçlıyor. Bizlere sunulan, ya da gösterilenle, arkaplanda yaşananların resmini çekiyor ve aradaki farkları bulmamızı istiyor. Suriye savaşını anlamak isteyenler 'Diren Suriye' kitabını mutlaka okumalı. Bu coğrafyada yaşananları bu coğrafya içinde doğup, büyüyen ve buraları çok iyi bilen bir kalemden öğrenilmesinde fayda var.
2014 yılında yayımlanmış kitabı 2018 aralık ayında okudum. Hala, emperyal devletlerin Suriye'yi yıkma planları devam ediyor ve hala birileri 'insan hakları', 'demokrasi' kılıflarına sarılıyor. Mesela bizim sınır komşumuz 'Cemşithistan Cumhuriyeti' olsa ve oradan onlarca, yüzlerce, binlerce terörist ülkemize girseydi ne yapardık? Onlara karşı savaşırmıydık yoksa teslim mi olurduk? Suriye devletinin yaptığı da terörle mücadele ve ülkesini savunmak. Örneğin biz niye Suriye ile olan sınırımıza duvar örüyoruz?
Ya da 'Kolonyanistan Cumhuriyeti' yeni kurulmuş olsa ve 'Ayasofya bizimdir ve orada ayin yapacağız' dese hoş mu karşılardık. Peki niçin 'Şam Emevi Camisinde namaz kılacağız' diyen zihniyeti hoş karşılıyoruz. Ülkemizde cami mi bitti. AKP'nin 2011 öncesi Suriye ile ilgili açılım siyaseti doğruydu. Sınır komşularımızla siyasi, ekonomik, kültürel ksıacası her türlü alışverişin arttırılması ve güvene dayanan karşılıklı anlaşıyla bazı sorunların ortadan kaldırılması güzel idi. Sonra bir anda aynı kişi 'diktatör' oldu, halkına zulüm yapıyor oldu, mezhepçi zihniyetle yanlış söylemler ve kısaca ABD'nin ağzıyla konuşmalar Suriye'yi savaş ortamına getirdi. Örneğin, körfez ülkeleri olan S.Arabistan, Katar gibi devletler çok mu demokratikte Suriye'de demokrasi istiyor. Bunun bir oyun olduğu aleni ortada. Kazananlar silah satan devletler kaybedenler ise sade vatandaş. Bu kitapta da buna çok güzel değiniliyor.
Bu kitabı herkes okumalı ki, bu coğrafyada esasında neler olduğu tam olarak bilinebilsin. Bizlere anlatılan, gösterilen, sunulanlarla gerçeklerin ne kadar birbirine zıt olduğu ortaya çıkıyor. Bağımsız bir zihne sahip olarak bazı şeyleri kıyaslama yaparak birilerin anlatmasına gerek kalmadan çözebilelim. Bu toprakların içinden gelen bir ses Hüsnü Mahalli. Öyle birileri gibi televizyon ekranından ya da masa başından o coğrafyaya sadece turistlik ziyaret yapmamış. Orayı bilen, duyan, gören ve söylediklerinin doğruluğu da o günde bugünde doğru olan bir sese kulak verelim. Suriye'yi bilen birisinden dinleyelim, okuyalım. Örneğin, 1991 yılındaki 1.körfez savaşında kendini Bağdat'ta gösterip, lüks villasında yazı yazan gazetecilerden de değil yani.
Kısacası, 2014 yılından bizlere panorama sunuyor. Hala ABD'nin kuyruğuna takılan - paraya, güce tapan- gazeteci, siyasetçilerin getirdiği son noktadır Suriye bataklığı. Bu bataklıktan çıkmakta Türkiye için yine kolay. 2011 öncesi duruma dönüyoruz dediği anda zaten buraya huzur gelir. Hüsnü Mahalli'yi okumaya devam ediyoruz. Dün, bugün ve yarın için. Çünkü birilerin topluma anlattıklarıyla gerçekler
arasında ki derin uçurumu bizlerin önüne getiriyor. Hem Suriye hem Türkiye'yi bildiği için ve hem de Arap coğrafyasını bildiği için daha gerçekçi konuşuyor. Eğer Suriye yıkılırsa kim iktidara gelecek? Bunun cevabının olmadığı bir yer Suriye. Niçin Suriye üzerine emperyallerin yüklendiğini anlatıyor. Esas ders çıkarılması gereken nokta Hüsnü Mahalli'nin anlattıkları.
Hüsnü Mahalli sorulara cevap veriyor. Belki birilerin hoşuna gitmeyebilir ya da yanlış bulabilir. Ama Suriye özelinden bildiriyor. Suriye yıkıldıktan sonra hedefin İran olduğunu herkes biliyor. Ondan sonra Türkiye olabilir. Bunu engellemek ve tam bağımsız Türkiye için 'Diren Suriye'.